28 Mart 2024 Perşembe

İç Anadolu Bölge hapishanelerinde son 3 ayda 13 tutsak katledildi

İHD Ankara Şubesi'nin raporuna göre, üç ayda 13 tutsak katledildi. Tutsaklara yönelik işkence ve kötü muamelenin arttığı kaydedilen raporda, başta ağır hasta tutsaklar olmak üzere tutsakların sağlığa erişim hakkının da engellendiği kaydedildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, 2022 yılı Nisan-Mayıs ve Haziran ayları içerisinde İç Anadolu Bölge hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporu dernek binasında düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı. 

Raporun tamamına linkten ulaşabilirsiniz. Raporda öne çıkanlar şöyle:

HAPİSHANELERDE ÖLÜMLER
İHD'nin belirlemelerine göre tespit edilebildiği kadarıyla 2022 yılı Nisan-Mayıs ve Haziran Aylarında çeşitli hapishanelerde en az 13 tutsak yaşamını yitirdi. 5 tutsak ağır hastalıkları nedeniyle, 4 tutsak şüpheli şeklide yaşamını yitirdiği, 4 tutsağın ise intihar ettiği öne sürüldü.

AÇLIK GREVLERİ
Türkiye hapishanelerinde yaşanan hakları ihlallerinin sonlandırılması, adil yargılanma talepleri nedeniyle Sibel Balaç Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde 19 Aralık 2021 tarihinden beri ölüm orucuna devam etmektedir. Aynı taleplerle Tekirdağ 1 Nolu'da tutulan Gökhan Yıldırım'da 22 Aralık 2021'de başlatmış olduğu ölüm orucuna devam etmektedir.

Afyon 1 Nolu T Tipinde tutsaklar Ayakta sayım, ağız arama, gözlem kurulu kararları, keyfi soruşturmalar nedeniyle gerekçesiyle açlık grevi başlatmış, ayakta sayım konusunda uzlaşma sonucunda 23 Haziran 2022'de açlık grevi sona erdirilmiştir. Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde mahpuslar havalandırma haklarının kullanımı için Haziran 2022'de 3 günlük açlık grevi yapmışlardır. Bolu F Tipi ve Çorum/Sungurlu T Tipinde toplam 3 mahpusun açlık grevi yaptığı öğrenilmiştir.

SAĞLIK HAKKI
İHD'nin verilerine göre, hapishanelerde (en az) 651'i ağır olmak üzere en az bin 517 hasta mahpus bulunmaktadır. İç Anadolu Bölge Hapishanelerinde en az 29 mahpusun sağlık hakkı ihlal edilmiştir.

Sağlık hakkına erişimde tespit edilen hak ihlalleri:
🔹Tek kişilik bölmeli nakil araçları ile hastane sevkleri yapılmaktadır. Bu durum özellikle astım, epilepsi ve ağır hastaları olumsuz etkilemekte, risk teşkil etmektedir.
🔹 Hastane sevklerinde ağız içi arama yapılmakta, bu uygulama nedeniyle hasta mahpuslar hastaneye gidememektedirler.
🔹 Trabzon E Tipi Kapalı Hapishanesinden Çankırı Hastanesine sevk edilen hasta bir mahpusun raporları olmasına rağmen biten ilaçları yerine yeni ilaçları verilmemiştir.
🔹 Çorum/Sungurlu T Tipinde Behçet hastası olan bir mahpusun tedavileri yapılmamakta, aynı hapishaneye aile hekiminin ise iki haftada bir kez geldiği öğrenilmiştir.
🔹 Çorum/Sungurlu T Tipinde bir mahpus MR çekilmesine rağmen sonucun kendisine iletilmediğini, ağrıları çok arttığında infaz koruma memurlarını çağırdığında kendisine hakaret edildiğini ve tedavi hakkının engellendiğini aktarmıştır.
🔹 Çorum/Sungurlu T Tipinde bir mahpus 6 aydır revirde doktor olmadığı için tedavi olamadığı aktarmıştır.
🔹 Çorum/Sungurlu T Tipinde bir mahpusun 3 Mart 2022 günü gardiyanların talebiyle Çorum'da tedavi görürken ameliyata zorlandığını ve yanlış tedavi neticesiyle ayağındaki platinin kırılmasıyla kalıcı sağlık problemlerine yol açılmış olduğu öğrenilmiştir.
🔹 Çorum/İskilip Açık Cezaevinde bir mahpusun, Çorum Açık Cezaevinde iken sinir hastalığından dolayı ilaç kullandığını, sevk edildiğinde yanında getirdiği ilaçların alındığını, sinirsel rahatsızlığı ilaçlarının verilmediği, doktora da götürülmediği ve durumunun gittikçe kötüleştiği öğrenilmiştir.
🔹 Eskişehir L Tipinde tutulan bir mahpusun en yakın çevresini bile tanıyamayacak hale gelmesine, psikolojik ve nörolojik olarak ağır hasta olmasına, tek başına yaşamını devam ettiremeyecek hale gelmiş olmasına rağmen ne hastaneye yatırılıyor ne de cezası erteleniyor.
🔹 Tokat T Tipinde bir mahpus odalarda sayılarının çok olmasından dolayı iki ayda bir grip olduklarını, sağlık ve hijyen açısından ciddi sorunlar yaşadıklarını aktarmıştır.
🔹 Tokat T Tipinde bir mahpusun sedef hastası olduğu, Metoart adında bir ilaç kullandığını ve cezaevine girmeden önce haftada bir defa iğnesini yaptırdığını ve ayda bir defa mutlaka kan, idrar ve organ değerlerine bakıldığını, ancak cezaevine girdiğinde oradaki doktorun başka bir iğne uyguladığını, yaklaşık 3 ay kadar da hastaneye tahlile görülmediğini, şuan yapılan o iğneden dolayı karaciğer yetmezliği olduğu, yine aynı hastaya tüberküloz teşhisi konulduğu, ancak tedaviye başlanılmadığı öğrenilmiştir.
🔹 Mahpuslar kelepçeli muayene edilmekte, kelepçeli olarak hastane sevkleri yapılmaktadır.
🔹 Hasta mahpuslar revire geç çıkarılmış, hastane sevkleri zamanında yapılmamış ve rutin yapılması gereken testler-kontroller aksamıştır.
🔹 Adli Tıp Kurumu tarafından, tam teşekküllü hastane ve üniversite hastaneleri tarafından "hapishanede kalamaz raporları" kabul edilmemiş ve ağır hasta mahpusların infazların infazları ertelenmemiştir. ATK bu kararlarda tıbbi ve etik ilkelerin dışında politik karar süreci yürütmektedir.
🔹 Hasta mahpusların diyet yemek ihtiyaçları karşılanmamaktadır.
🔹 Mahpusların diş tedavileri yapılmamaktadır.
🔹 Mahpuslar kullanmış oldukları ilaçların temininde zorluklarla karşılaşmaktadır. Hasta mahpusların sürekli kullanmış oldukları ilaçlar yerine muadil ilaçlar verilmekte, bu ilaçlar da yan etkilere neden olmaktadır.

İŞKENCE ve KÖTÜ MUAMELE
En az 15 tutsak işkence veya kötü muameleye uğradı. Ancak, Adalet Bakanlığı'nın bu konudaki verileri paylaşmaması, hapishanelerle haberleşmenin sürekli olarak engellenmesi, haberleşmenin sıkı bir biçimde denetlenmesi, özellikle taşra hapishanelerinden haber alma konusunda yaşanan güçlükler, adli mahpusların yaşadıklarını basına, yetkili makamlara ve insan hakları örgütlerine (çoğunlukla) iletmemesi nedeniyle işkence ve kötü muameleye maruz kalan mahpus sayısının belirtilen sayının çok üzerinde olduğunu ortaya çıkarmaktadır.

Hapishanelerde uygulanan işkencenin ve mahpuslara yönelik kötü muamelenin temelinde cezaevi görevlilerine yönelik cezasızlık politikası yatmaktadır. Cezaevi görevlilerinin soruşturulma, yargılanma kaygısı olmadan hareket etmeleri ve mahpuslar tarafından Adalet Bakanlığı'na yapılan başvuruların sonuçsuz kalması benzeri olayların sıklıkla ve artarak görülmesine sebebiyet vermektedir.

İşkence ve kötü muamele tespitleri: 
🔹 Bazı mahpuslar "ağırlaştırılmış müebbet" hükümlüsü olmadıkları halde tekli odalarda tutulmuştur.
🔹 Afyon 1 Nolu T Tipinde mahpuslar ayakta sayım vermeye zorlanmışlardır.
🔹 Bolu F Tipinde bir mahpusun darp ve işkence gördüğü, bir kolunun kırıldığı ve tedaviye götürülmediği öğrenilmiştir.
🔹 Çorum/İskilip Açık Cezaevinde mahpuslar görevlilerin hakaretlerine ve sinkaflı küfürlerine maruz kaldıkları öğrenilmiştir.
🔹 Çorum/İskilip Açık Cezaevinde bir mahpusun sol kolunda platin olmasına rağmen kendisini tarım iş koluna verildiği, kolundaki platinin döndüğünü ve acil hastaneye götürüldüğünü, sonra kendisini o iş kolundan aldıkları ve Genel Hizmetlere bağlı çay ocağına verdikleri, kuruma geldiğinden beri haftanın 7 günü en az 12 saat ile 18 saat kadar aralıksız çalıştırıldığı, duruma itiraz ettiğinde hakaret, sinkaflı küfürler ve tehdide maruz kaldığı öğrenilmiştir.
🔹 Çorum/İskilip Açık Cezaevinde bir memurun, bir mahpusu dönerli koltuğa oturtup döndürerek dövdüğü öğrenilmiştir.
🔹 Çorum/Sungurlu T Tipine sevk edilen bir mahpus girişte çıplak arama dayatıldığını, kabul etmeyince zorla soyarak aradıklarını ve 4 – 5 kişinin kendisini darp ettiğini, bir kişinin de diziyle ayaklarıma başka bir kişinin de diziyle kafasına bastığını, üzerindeki montun o sırada yırtıldığını, üst aramasına direndiği gerekçesiyle disiplin soruşturmasına maruz kalıp 1 ay görüş yasağı cezası aldığını aktarmıştır.
🔹Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde bir mahpus hastaneye götürülürken hakarete maruz bırakılmıştır.

DİSİPLİN CEZALARI VE İNFAZ
Hapishanelerde her türlü hak talebine ya da ihlallere karşı verilen tepkilere hapishane idareleri tutanak tutarak ve disiplin soruşturması başlatarak karşılık vermektedir. Üstelik bu uygulamalar mahpusların birbirleriyle selamlaşmaları ya da hal- hatır sormaları gibi son derece keyfi gerekçelere de dayanabiliyor. Hapishane yaşanan hak ihlallerini ve baskıları dışarıya bildirmek de disiplin soruşturmasına gerekçe olabiliyor. Disiplin soruşturmaları neticesinde mahpuslara haberleşme hakkı cezaları, hücre cezaları verilebilmektedir. Ancak daha önemlisi bu soruşturma ve cezalar bahane edilerek infazları yakılmaktadır. Zaten İnfaz Kanunu'ndan kaynaklanan haklar hapishane idarelerinin tercihlerine göre uygulanabilmektedir. Ağır hasta olan ve cezalarının son yılında olan mahpuslar, iyi hali olan mahpuslar dahi tahliye edilmemektedirler. Disiplin soruşturmaları ve cezalar nedeniyle iyi halden denetimli serbestlik hakkı zaten mahpuslara kullandırılmamaktadır.

Disiplin cezaları ve infazlar için tespit edilen ihlaller
🔹 Afyon'da bir mahpusa 10 yıl önce okuduğu kitaplar ve düşüncelerinden oluşan notlar nedeniyle 15 günlük hücre cezası verildiğini, 2012 yılında yazdığı yazılar gerekçe gösterilerek, 15 günlük hücre cezası verildiğini öğrenilmiştir.
🔹 Afyon 1 Nolu T Tipinde bir mahpus milletvekillerine yazmış oldukları mektuplar için soruşturmalar açıldığını aktarmıştır.
🔹 Gözlem Kurulu kararlarıyla mahpusların koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik hakları engellenmektedir.
🔹 Afyon 1 Nolu T Tipinde bir mahpusa çıplak aramaya karşı çıkması sonucu iki aylık iletişim cezası verilmiştir.
🔹 Bolu F Tipinde şiddete uğramış mahpusa 2 haftalık iletişim cezası verildiği öğrenilmiştir.
🔹 Çorum/Sungurlu T Tipinde bir mahpus, tutuklu olmasına ve disiplin cezası olmamasına rağmen tekli odada tutulduğunu aktarmıştır.
🔹 Çorum/Sungurlu T Tipinde bir mahpus bir yıldır bu cezaevinde olduğunu, kendisinden başka 3 siyasi mahpusun olduğunu, ağırlaştırılmış müebbet cezası almadığı halde, hapishanede siyasi koğuş bulunmadığı gerekçesiyle tek kişilik hücrede tutulduğunu, günde bir saat yalnız başına havalandırmaya çıkarıldığını aktarmıştır.
🔹 Karabük T Tipinde bir mahpus hastaneye gitmeden ve arama başlamadan odalarına dönmüş olmalarına rağmen aramaya karşı çıktıkları gerekçesiyle görüş cezası verildiğini" aktarmıştır.
🔹 Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde 7 Kadın Mahpusun tahliyeleri gelmesine rağmen gözlem kurulu kararlarıyla tahliyeleri engellenmektedir.

BASKILAR, İLETİŞİM YASAKLARI, DİĞER SORUNLAR
Doğrudan kişi güvenliği hakkını ve sağlık hakkını ihlal eden uygulamalar dışında hapishane yönetimleri çok çeşitli yöntemlerle mahpuslar üzerinde baskı kurmaya çalışmakta, çeşitli hak ihlalleri yaşatılmaktadır. Bu Ailelerinden uzak hapishanelerde bulunan mahpusların sevk talepleri kabul edilmemektedir. Hapishanelerdeki bazı mahpuslar ekonomik koşullarından kaynaklı olarak dosyaları ile ilgili hukuki yardım talebinde bulunmuşlardır.

SEVK VE SÜRGÜNLER
Son yıllarda hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri raporları incelendiğinde en yoğun hak ihlali yaşanan başlıklarından birisinin de zorunlu sevkler yani sürgünler olduğu görülür. Sevk ve sürgünler sırasında çok sayıda hak ihlali yaşandığını görüyoruz. Sevkler öncesi kısa sürede mahpusların bilgilendirilmesi, kimi durumlarda hiç haber verilmeden başka gerekçelerle koğuş ve hücrelerden çıkarılarak gerçekleştirilmesi önemli bir sorundur. Sevk edildikleri halde eşyaları verilmeyen, eşyalarının bir kısmı eski hapishanede bırakılan çok sayıda mahpus bulunmaktadır. Sevk edilen mahpuslar hapishanelere girişlerde çıplak arama uygulamasına maruz bırakılmakta, kabul etmeyen mahpuslar darp ve şiddete maruz kalmaktadırlar. Bu sevklere hasta mahpuslar da maruz kalmakta ve tedavileri önemli ölçüde aksamaktadır.

Sevklerin genellikle mahpusların ailelerinden oldukça uzak yerlere gerçekleştirilmesi de başka bir ihlal alanıdır. Ekonomik durum bakımından aileler için ciddi sorunlar yarattığı ve aile ile iletişimin tamamen koparıldığı gözlemlerimiz arasındadır. Oysa Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi 2 No'lu Genel Raporu'nda belirttiği görüşünü 2005 yılı Aralık ayında Türkiye'ye yaptığı ziyaret üzerine 2006 yılında yayınladığı raporunda da yinelemiştir. Raporun 22. paragrafında ele aldığı üzere "Aile bağlarının kopmaması için özel çaba gösterilmelidir. Bu bağlamda mahpuslar, mümkün olduğu ölçüde ailelerinin ya da yakın akrabalarının bulunduğu yerlerin yakınında bulunan cezaevlerine yerleştirmelidir" denilmektedir.