24 Nisan 2024 Çarşamba

Gürbüz: Bugüne kadar susmadık, bundan sonra da susmayacağız

Sosyalistlere dönük siyasi kırım operasyonuyla tutsak edilen editörümüz Nadiye Gürbüz, gönderdiği mektupla, “Bugüne kadar nasıl ki susmadıysak, gerçekleri yazıp, kadınların, işçilerin, emekçilerin, ezilen halkların sesi olduysak bundan sonra da bu misyonumuza uygun davranacağız” dedi.

30 Nisan'da sosyalistlere dönük İstanbul ve Eskişehir merkezli siyasi kırım operasyonlarında gözaltına alınan ve 4 gün gözaltında tutuklandıktan sonra "örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuklanarak Marmara Kapalı Hapishanesine gönderilen editörümüz Nadiye Gürbüz, gönderdiği mektupla gözaltı sürecini ve hapishane koşullarını anlattı.

Gürbüz'ün mektubu şu şekilde:

"30 Nisan sabahı 05.00'de evimizi basan polislerden Eskişehir ve İstanbul olmak üzere iki ayrı soruşturma başlatıldığını öğrenmiştik. 'Sosyalist basın susturulamaz' sloganıyla çıktığım evden vardığımız İstanbul Emniyet Müdürlüğüne aynı sloganla girdim.

'POLİS BASINA SERVİS ETMEK İÇİN ŞOV HAZIRLIĞINA GİRİŞTİ'
"Polis basına servis etmek üzere şov hazırlığına girişti. Önden takılan kelepçemi çıkararak ters kelepçe takmak, bu şekilde görüntü almak istediler. Buna izin vermedim, vermedik. 'Sosyalist basın susturulamaz', 'Kahrolsun faşizm, yaşasın mücadelemiz' sloganlarını atmamız hoşlarına gitmemiş olacak ki bu görüntülerin basına servis edilmediğini öğrendik.

'ZORLA TERS KELEPÇE TAKILDI'
"4 günlük gözaltının ardından bu kez zor kullanarak kelepçe takıldı hepimize. Tabii ki sloganlarımız yine susmadı. Adliyeye getirildiğimizde savcının elinde polis fezlekesini andıran belgeler dışında bir şey olmadığını gördük.

'EŞİM ZEKİ VE YEĞENİM ÖZGÜR İÇİN YAPILAN TAZİYE OPERASYONUN PARÇASI HALİNE GETİRİLDİ'
"Editörlüğünü yaptığım Etkin Haber Ajansı (ETHA), ESP, SGDF'nin de içinde bulunduğu kurumları yasa dışı örgüt MLKP ile ilişkilendirme çabaları, kriminalize etme gayeleri boşa çıkınca, sosyal medya hesaplarımız kriminalize edilmeye çalışıldı. Eşim Zeki Gürbüz ve yeğenim Özgür Namoğlu için yapılan taziye bunun bir parçası haline getirildi.

'ADLARINI YAŞATMAK BENİM İÇİN ONURDUR'
"Zeki ile Özgür'ün yaşamını yitirmesinin ardından böyle bir soruşturmanın parçası olabileceğimi biliyordum. Ama savcı ve hakime de söylediğim gibi onların adını anmak, yaşatmak benim için büyük onurdur. Bunun için hapiste olmak da keza öyle.

'BOŞALAN YERLER HEP DOLDU, DOLDURULDU'
"ETHA'nın haberlerinden, gerçeğin, işçilerin, emekçilerin, kadınların, ezilen halkların mücadelesini anlatmasından duydukları rahatsızlık gözle görülür şekilde yansımıştı hazırlanan fezlekeye. 1 Mayıs'ın ve seçimin ön gününde yaşanan bu gözaltı ve tutuklamalar o nedenle hiç şaşırtıcı değil. Mücadele kuvvetleri, sosyalist, özgür basını ve doğal olarak tüm toplumu sindirme çabası bunlar. Ancak bu çabaların nafile olduğu ortada. Bir süre görevlerimizin başında olamayacağız, olamayacağım. Ama gözüm arkada değil. Çünkü bu güne kadar hiç boş kalmadı boşalan yerler. Hep doldu, dolduruldu.

'KOĞUŞ DEĞİŞİKLİĞİ TALEBİMİZ HALEN KARŞILANMADI'
"Biraz da hapishaneyi anlatayım. Sabaha karşı 03.00 sıralarında getirildik yeni adıyla Marmara Kapalı Hapishanesine. Yaklaşık 2 saat süren işlemlerin ardından kirli nevresim, yastık ve yatakla B-3 koğuşuna konulduk. Hala buradayız. Yer değişikliği talebimiz halen karşılanmadı.

'TEL KAFES MODELİ BİR HAVALANDIRMA'
"Alt kat ortak kullanım, üst kat yatakhane olmak üzere 2 katlı bir koğuştayız. Havalandırmamız 9'a 6 adım genişliğinde. Üstü tellerle kapalı. Yani tel kafes modeli bir havalandırma. Bir de kamera var havalandırmada. Havlandırmayı şenlendiren iki şeyden bahsedeyim. Havanın kapalı olmadığı günlerde 10'dan itibaren güneş yavaş yavaş iniyor havalandırmaya. Diğer ise benim saka olduklarını tahmin ettiğim kuşlar. Tel kafesin dört yanında yuvaları var. Toplam 5 yuva, çok sayıda yavru ve büyük saka kuşları var. Gün boyu ötüyorlar. Geldiğimiz günden itibaren artan ekmeklerle beslemeye başladık. Bu durumdan çok memnunlar. Ama hala bize alışmış sayılmazlar. Ürkekler biraz. Havalandırmada olduğumuz anlarda ekmeklere salvo yapıp geri kaçıyorlar.

'KÖŞE YAZILARIYLA DIŞARIDAKİ HAVAYI TAHMİN ETMEYE ÇALIŞIYORUZ'
"Burada tekrar matbu gazete okumaya başladım. BirGün ve Hürriyet olmak üzere günlük iki gazete alıyoruz. Küçük bir radyomuz var ama birkaç müzik kanalı dışında bir şey çekmiyor. Hala televizyon edinemedik. Sanırım önümüzdeki hafta bir televizyona kavuşuruz. Bugüne kadar BirGün ile Kılıçdaroğlu, Hürriyet ile Erdoğan propagandasına maruz kaldık. Abartılı beklentiler ve umutlarla dolu haber ve köşe yazılarıyla dışarıdaki havayı tahmin etmeye çalışıyoruz.

'BU TÜR BEKLENTİLERİN TÜMÜ HÜSRAN, BASKI İLE SONUÇLANMIŞTIR'
"Kılıçdaroğlu'nun seçilmesiyle hapishanelerin boşalacağı beklentisi de bunlardan biri. Tabii ki bu beklentilerin bir kısmı gerçekleşebilir. Ancak demokrasi, özgürlük beklentisinin bir burjuva kanada vakfedilmesinin hayal kırıklığı kısa sürede ortaya çıkacaktır. Bu da Türkiye'de liberal aklın, burjuvaziden beklenti içindeki kesimlerin bir türlü ders çıkarmadığı bir durum. Maalesef bir kez daha yaşayarak göreceğiz. 33 yıllık devrimci hayatım ve 26 yıllık sosyalist gazetecilik hayatımda buna benzer pek çok süreç yaşadım. Burjuvazinin herhangi bir kanadından bu tür beklentilerin tümü hüsran, baskı ile sonuçlanmıştır.

'SOSYALİST BASIN MİSYONUMUZA UYGUN DAVRANACAĞIZ'
"Hele ki sosyalist – özgür basın emekçileri bakımından tablo hiç değişmemiştir. Her dönem kriminalize edilme, gözaltı – tutuklamalarla 'susturma' çabasına girişilmiştir. Mektubumun başında söylediğim gibi burjuvazinin hiçbir kanadı bu baskı, zor yöntemlerinde başarılı olamamıştır. Bugüne kadar nasıl ki susmadıysak, gerçekleri yazıp, kadınların, işçilerin, emekçilerin, ezilen halkların sesi olduysak bundan sonra da bu misyonumuza uygun davranacağız.

14 Mayıs 2023
Marmara Kapalı Hapishanesi/B-3
Nadiye Gürbüz"