28 Nisan 2024 Pazar

Diyarbakır'da Mirza Ateş için adalet çağrısı

İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, 789. hafta eyleminde, Kulp ilçesine bağlı İnkaya köyünde herkesin gözü önünde işkenceyle gözaltına alınmasına rağmen gözaltına alındığı inkar edilen Mirza Ateş için adaletin sağlanması çağrısı yaptı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" eyleminin 789. haftasını, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Gözaltında kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşınan eyleme kayıp yakınları, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı.

İlk sözü alan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yılmaz, 11 kişinin öldürüldüğü Kulp davasının zamanaşımı gerekçesiyle düşürülmesine tepki gösterdi. "Her hafta burada hikayesini okuduğumuz kayıplarımızın bir kısmı hakkında Türkiye'de açılan davalar, ne yazık ki birer birer cezasızlıkla sonuçlanıyor. Bu kararların hiçbir geçerliliği yoktur. Daha önce de Lice Katliamı, Ankara JİTEM ve Musa Anter davasında benzer kararlarla failler korunmak istendi" ifadelerini kullanan Yılmaz, tek bir faili meçhul ve kayıp kalmayana dek mücadelelerinin süreceğini vurguladı.

Fırat Akdeniz, Kulp'ta 18 Mart 1994'te gözaltında kaybedilen Mirza Ateş'in hikayesini kamuoyuyla paylaştı. Ateş'in Kulp'a bağlı İnkaya köyünde yaşadığını, 18 Mart 1994'te bu köye korucu ve askerlerin katılımıyla baskın düzenlendiğini ifade eden Akdeniz, baskında Mirza Ateş'in evinin ateşe verildiğini söyledi.

Ardından Mirza Ateş ve Kuddusi Adıgüzel'in ailelerinin önünde işkenceyle gözaltına alındığını ifade eden Akdeniz, "Gözaltına alınan Mirza Ateş ile Kuddusi Adıgüzel öncelikle Kulp ilçe merkezine götürülür, ardından Diyarbakır merkeze götürülürler ve yaklaşık 85 gün boyunca işkenceye maruz kalırlar" dedi.

Aynı tarihlerde Mirza Ateş'in abisi Eşref Ateş'in de gözaltına alındığını ve götürüldüğü yerde Mirza Ateş'in gözaltında olduğu bilgisini öğrendiğini kaydeden Akdeniz, "Ailesinin duyumlarına göre, gözaltı sonrası Mirza Ateş Kulp ilçesine götürülür, ardından boş bir arazide operasyon varmış gibi gösterilerek 8 kişi ile birlikte kurşuna dizilirler. Ayrıca bu cenazeler, üzerine gaz dökülerek yakılır ve 6 gün kaldıktan sonra tahminen aynı yerde bir çukur kazılarak cenazelerden arda kalanlar gömülür" ifadelerini kullandı.

Akdeniz, olayla ilgili yapılan başvuru sonrası yürütülen soruşturmada Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 3 Haziran 1996 tarihinde, "adı geçen şahısların İlçemiz Jandarma Bölük Komutanlığı ve Emniyet Amirliğince gözaltına alınmadığı, söz konusu Mirza Ateş'in köyünü terk ederek İstanbul'a yerleştiği anlaşıldığından gözaltında kaybolma olayı ile olarak kamu adına kovuşturmaya mahal olmadığına" kararı verdiğini aktardı.

Akdeniz, şöyle devam etti: "Aile tarafından ilgili iç hukuk mercilerine başvurular yapılmasına rağmen tüm hukuki girişimler sonuçsuz bırakılır, Mirza Ateş'ten bir daha haber alınamaz. Ailesinin ve onlarca köylünün gözü önünde gözaltına alınan Mirza Ateş'in ortada hiçbir delil yokken İstanbul'a gittiği ve yerleştiği kanısıyla soruşturmaya son verilmesi, faillerin korunduğu gerçeğini bir kere daha gözler önüne sermektedir."

Basın açıklaması, oturma eylemi ile son buldu.