20 Nisan 2024 Cumartesi

ÇEVİRİ | Mogadişu'da Şebab'ın kanlı intikamı

29 Ekim Cumartesi günü El Kaide bağlantılı bu hareketin hedefinde yine başkentin işlek geçiş noktalarından biri olan Zobe kavşağı vardı. Tüccarların birbirleriyle itişip kakıştığı bu arter o zamanlar tüm hızıyla akıyordu. Cumhurbaşkanlığına göre çifte patlamada en az 100 kişi öldü ve 300'den fazla kişi yaralandı. İlk bombalı araç Milli Eğitim Bakanlığı'nın girişini hedef aldı. Birkaç dakika sonra ikinci bir araç yardıma gelen kalabalığın ortasında patladı ve Mogadişu semalarında iki büyük duman ve toz bulutu yükseldi.

Somali'nin başkentinde yüz kişinin ölümüne neden olan saldırı, bir cihatçı liderin  öldürülmesinin ardından gerçekleşti.

Afrika topraklarında meydana gelen en ölümcül saldırıdan (14 Ekim 2017'de bomba yüklü bir kamyonun patlaması sonucu 587 kişi hayatını kaybetmişti) beş yıl sonra, saldırının gerçekleştiği Somali'nin başkenti Mogadişu'nun ana caddesi, aynı failler tarafından gerçekleştirilen yeni bir bombalı araç saldırısının hedefi oldu: Şebab grubunun cihatçıları.

29 Ekim Cumartesi günü El Kaide bağlantılı bu hareketin hedefinde yine başkentin işlek geçiş noktalarından biri olan Zobe kavşağı vardı. Tüccarların birbirleriyle itişip kakıştığı bu arter o zamanlar tüm hızıyla akıyordu. Cumhurbaşkanlığına göre çifte patlamada en az 100 kişi öldü ve 300'den fazla kişi yaralandı. İlk bombalı araç Milli Eğitim Bakanlığı'nın girişini hedef aldı. Birkaç dakika sonra ikinci bir araç yardıma gelen kalabalığın ortasında patladı ve Mogadişu semalarında iki büyük duman ve toz bulutu yükseldi.

Reuters'ın görüştüğü Zobe kavşağında yaşayan Abdullahi Aden, gün boyu aradığı arkadaşının tuktuk arabasının kalıntılarını enkazın arasında fark etti. "Yorgun ve çaresizdik ama nihayet gece yarısı hastanede cesedini bulduk" diyor dehşet içinde. "Bu görüntüyü aklımdan hiç çıkaramıyorum." Patlama çevredeki binaların camlarını kırdı, düzinelerce dükkan ve aracı tahrip etti ve ertesi gün halen asfalt üzerinde cenazeler toplanıyordu. Pazar günü, sağlık görevlileri ve başkent sakinleri hala enkaz altında arama yapıyordu.

Saldırıdan saatler sonra olay yerine gelen Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mohamoud, uluslararası toplumu doktorları seferber etmeye çağırdı ve Somalilileri kan bağışında bulunmaya davet etti. Mogadişu'daki hastanelerde malzeme sıkıntısı yaşanıyor ve hastaneler yaralılarla dolup taşıyor.

Cumartesi gecesi yaptığı açıklamada "ölü ve yaralı sayısı artmaya devam ediyor" diye yakındı. "[2017'de olduğu gibi] aynı yerde ve aynı masum insanlar (...). Bu hiç adil değil. İnşallah [Zobe'deki gibi] bir saldırı daha gerçekleştiremeyecekler" diyerek Şebab cihatçılarına gönderme yaptı.

Saldırı resmi olarak üstlenilmedi ancak Şebab'ın olaya karıştığına dair çok az şüphe var. Cihatçı grup, mayıs ayında Hasan Şeyh Mohamoud'un seçilmesinden bu yana çeşitli gerilemeler yaşadı. Somali Devlet Başkanlığı görevine ikinci kez seçilen Mohamoud (ilki 2012-2017 yılları arasında sürmüştü), Şebab militanlarına karşı "topyekûn bir savaş" yürütmeyi öncelikleri arasına aldı.

HALK MİLİSLERİ
Somalili yetkililer son haftalarda toplu halde halk milisleri yetiştirdi. Onların adı: "Ma'awisley", kelimenin tam anlamıyla ma'awis giyenler, yani Somalili çiftçilerin bu hala derin kırsal ülkede kendilerini örttükleri peştemal. Onlar sayesinde yaklaşık elli köy cihatçılardan geri alındı. Mogadişu ayrıca sivillerden, İslamcıların kontrol ettikleri bölgelerde topladıkları gayri resmi vergi olan "zekat"ı ödemeyi bırakmalarını isteyerek Şebab'ı mali olarak boğmaya çalışıyor.

"Hükümetin son dönemdeki operasyonları etkili oldu. Şebab'ı gafil avladılar" diyor Uluslararası Kriz Grubu Somali analisti Omar Mahmood. Örgüt, komutanlarından ve beyinlerinden, Abdullahi Yare'nin 3 Ekim'de ABD'nin insansız hava aracıyla düzenlediği bir saldırıda öldürülmesinin ardından kendini duvara sırtını dönmüş bir halde buldu. "O zamandan beri Şebab'ın bombalı saldırıları dramatik bir şekilde arttı" diye ekliyor.

Ağustos ayında Mogadişu'da bir otele düzenlenen ve 21 kişinin ölümüne yol açan saldırının ardından cihatçılar geçtiğimiz hafta da liman kenti Kismayo'da bir otele saldırı düzenleyerek dokuz kişinin ölümüne ve 47 kişinin yaralanmasına yol açtı. 4 Ekim'de başkentin 300 kilometre kuzeyindeki Beledweyne kasabasında devlet dairelerine düzenlenen saldırıda 20 kişi öldü.

Amerika Birleşik Devletleri tarafından terör örgütü olarak kabul edilen Şebab, Afrika Boynuzu'ndaki başlıca tehdit olarak görülüyor. Grup, Somali'nin orta ve güney kesimlerindeki toprakların büyük bölümüne hükmediyor. Temmuz ayında, komşu Etiyopya'ya karşı büyük bir askeri saldırı başlatarak birçok gözlemciyi şaşırttılar. Binden fazla milis tarafından gerçekleştirilen saldırı başarısızlıkla sonuçlandı.

Şimdi geri çekilmekte olan Şebab, Somali ordusu, "Ma'awisley", Amerikan özel kuvvetleri ve Somali'deki Afrika Birliği Geçiş Misyonu'nun (Atmis) 22.000 Afrikalı askerinden oluşan çok yönlü bir koalisyonla karşı karşıya. Omar Mahmood, "Kalelerinde köşeye sıkışan Şebab, hükümeti ve uluslararası ortakları sindirmek için bu türden birkaç saldırı gerçekleştirebilir" diyor.

Araştırmacıya göre cihatçı grup zayıflıyor ama kırılmıyor. "Hükümetin yürüttüğü kampanyanın Şebab'ı gerçekten ne kadar zayıflattığını tahmin etmek zor. Grup dirençlidir. Kendisine ikmal yapabilecek imkanlara sahip, geniş toprak parçalarını elinde tutuyor, adam toplamaya devam ediyor ve hala bazı sponsorların ve klanların desteğini alıyor."

ABD Başkanı Donald Trump'ın görev süresinin sonunda 750 ABD askerini geri çekmesinden yaklaşık on sekiz ay sonra ABD, "cihatçı isyanla mücadele etmek" için Somali topraklarında yeniden kalıcı bir varlık oluşturmaya karar verdi. Pentagon, Ekim ayında Abdullahi Yare'nin öldürüldüğü saldırı da dahil olmak üzere, Şebab mevzilerini hedef alan hava saldırıları düzenlemeye devam ediyor.

Cihatçı gruba karşı yürütülen "topyekûn savaşa" ek olarak Somali son elli yılın en kötü kuraklıklarından biriyle karşı karşıya. İnsani yardıma muhtaç yaklaşık sekiz milyon insanın üzerinde kıtlık korkusu dolaşıyor. 2011 yılında yaşanan son kıtlıkta, çoğunluğu Şebab tarafından kontrol edilen ve insani yardımın ulaşamadığı bölgelerde olmak üzere yaklaşık 260.000 kişi hayatını kaybetmişti.

*Noé Hochet -Bodin'in Le Monde France'da yayınlanan yazısı Azad Özmez tarafından ETHA için kısaltarak çevrilmiştir. Yazının aslına buradan ulaşabilirsiniz.