26 Nisan 2024 Cuma

ÇEVİRİ | İtalya'nın en uzun süreli fabrika işgali işçilerin üretimi nasıl dönüştürebileceğini gösteriyor

Floransa'da işten atılan işçilerin kapatılmak istenen GKN fabrikasını işgal etmesiyle başlayan hareket bir işçi demokrasisi deneyimine dönüştü. Fabrikanın yönetiminde süreç içinde söz sahibi olan Fabrika Kolektifi varlığını sürdürmek için kapitalist sistemin kurumlarıyla bu kez kendi belirlediği bağları kurarken "yeşil dönüşüm", "adil dönüşüm" tartışmaları açısından da özgün bir mücadele örneği oluşturuyor. 2 yıllık süreci özetleyen bu yazıyı Fabrika Kolektifi'nin çalışma tarzı, işleyişi, çalışma gruplarına dair somut bilgiler açısından çevirmeye değer bulduk.

25 Mart Cumartesi günü Floransa sokakları, İtalya'nın dört bir yanından gelen ve Campi Bisenzio yakınlarındaki eski GKN fabrikasında çalışan işçilerle dayanışma için yürüyen binlerce insanla doldu. Fabrikadaki mücadele 9 Temmuz 2021'de, otomobil parçaları üreticisinin 422 işçisini aniden işten çıkarmasıyla başlamıştı. Fabrika sahibi İngiliz yatırım fonu Melrose Industries'in planlarının aksine işçiler fabrikayı işgal etti ve o zamandan beri fabrikayı (ve içerdiği milyonlarca avro değerindeki makineyi) düzenli işletiyorlar. Bu işgal şu anda İtalya tarihindeki en uzun fabrika işgali.

Bu süre zarfında eski GKN fabrikasındaki işçiler büyük bir dayanışma hareketi başlatarak fabrikanın İtalya'nın uzun sanayisizleşme sürecinin bir başka kilometre taşı olmasını engellemek için mücadele ettiler. Geçen yaz bir makalede açıkladığımız gibi, bu anlaşmazlık birçok nedenden dolayı dikkate değer. Solun çeşitli biçimleriyle sürekli olarak parlamento dışında kaldığı ve toplumda giderek marjinalleştiği, hatta post-faşist hareketlerin hakimiyet alanlarını genişlettiği bir siyasi durumun ortasında ortaya çıkıyor. Aynı zamanda emek dünyasındaki genel anlamda kasvetli görünen güç ilişkileriyle de yüzleşiyor -İtalya, son otuz yılda ücretlerin reel olarak düştüğü tek Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkesidir-.

Ancak geçen yazdan bu yana pek çok gelişme de yaşandı: Sadece işçiler etrafında daha geniş çaplı bir dayanışma örülmesi nedeniyle değil, aynı zamanda bu anlaşmazlığın adil bir geçiş için verilen mücadeleyle birleşmesi nedeniyle de. Bu geniş mücadelenin bir göstergesi olarak, 25 Mart yürüyüşü için yapılan çağrı, sendikalardan toplumsal hareketlere, öğrencilerden partilere, sosyal merkezlerden sivil toplum örgütlerine ve Miguel Benasayag, Adrian Lyttelton ve João Pedro Stedile gibi uluslararası şahsiyetlerin de aralarında bulunduğu yüzlerce kurum ve oluşum tarafından imzalandı. Kapanış sloganı şöyleydi: "Kuşatmayı kıralım, geleceği yaratmaya çalışalım."

Bu işçilere yönelik "kuşatma", yaklaşık altı aydır maaşlarının ödenmemesi biçimini alıyor - bu da onları, yükselen enflasyonla uğraşırken bile ne sosyal güvenceye ne de maaşa sahip olmak gibi saçma bir duruma sokan "fiili bir işten çıkarma" anlamına geliyor. Burada sözü edilen "gelecek", yeni sahipler tarafından tasfiye prosedürünün durdurulması ve işçilerin kendi "tabandan yeniden sanayileşme" süreçlerini sürdürmelerine izin verilmesi için kamu müdahalesi anlamına gelmektedir.

Gerçekten de İtalyan kurumları on yıllardır sanayi politikasına yönelik her türlü yeni girişimden vazgeçmiş durumda -bu durum Avrupa'nın pandemi sonrası toparlanma planlarıyla da değişmedi. Ex-GKN Fabrika Kolektifi ve onunla dayanışma içinde olanlar bunun yerine yeşil bir dönüşüme doğru ilerlemek için kendi inisiyatiflerini kullanıyorlar. Amaç: İtalya'nın en az otuz yıldır sürüklendiği sanayinin taşınması, yatırımların çekilmesiyle elden çıkarılması ve açlık seviyesindeki ücretler şeklindeki sarmalını tersine çevirmek. İşçiler, bir zamanların büyük fabrikasının boş bir baraka, bir eko-canavar ya da emlak spekülasyonlarının son alanı haline gelmesini önlemek için, fotovoltaik paneller, piller ve kargo bisikletleri üretmek üzere kendi planlarını geliştirerek, kooperatif temelinde fabrikayı kurtarmaya çalışıyorlar.

İşçi kolektifi, feministlerden yeşil mücadele yürütenlere kadar çeşitli hareketlerle geniş ittifaklar kurdu. Bu durum özellikle son iki yılda gençlerin öncülüğündeki hareketlerle birlikte organize ettiği iklim grevlerinde görülüyor. Dolayısıyla Ex-GKN mücadelesi, "eski" bir seferberlik biçimi olarak da adlandırılan, işçilerin işlerinin savunulması ve toplumsal ilişkilere sınıf temelli farklı bir bakış açısı oluşturulmasını "yeni" bir biçimle, yani iklim değişikliğine karşı mücadeleyle birleştiriyor. Kamu müdahalesi için, Fridays for Future'ın İtalyan kanadı tarafından da desteklenen ve gelecekteki bir kooperatifte "halk hissedarlığı" amacıyla kitlesel fonlama kampanyası da başlattı. Ancak bu desteğin neden önemli olduğunu anlamak için bu noktaya nasıl geldiğimizi açıklamakta fayda var.

YAVAŞÇA HAŞLANAN KURBAĞA TAKTİĞİ
Bu anlaşmazlık hakkında 2022 yazında en son yazdığımızda Giorgia Meloni'nin post-faşist Fratelli d'Italia'sını yakında yüksek makamlara getirecek kara bulutlar çoktan toplanmaya başlamıştı. Tarihin garip bir cilvesi olarak bu olay neredeyse Ekim 1922'de faşistlerin yönetimi ele geçirdiği Roma Yürüyüşü'nün yüzüncü yıldönümüne denk geldi.

1920'lerin başında Benito Mussolini'nin rejimi önce liberal serbest piyasacı kemer sıkma politikaları kisvesi altında ortaya çıkmış, ardından Büyük Buhran'dan sonra daha müdahaleci politikalara yönelmişti. Bu durum Fratelli d'Italia'nın sanayi politikalarına karşı nasıl bir tutum takınacağı konusunda bazı şüpheler uyandırmış olabilir. Ancak Ekim ayında oluşturulan yeni bakanlık listesi, yeni sağın neoliberalizme kültürel olarak tabi olduğu konusundaki tüm belirsizlikleri ortadan kaldırmaya yetti. 2008'den beri "Ekonomik Kalkınma Bakanlığı" olarak bilinen sanayi politikaları ve krizlerle ilgilenmekten sorumlu bakanlığın adının (hükümetin yakın zamanda yabancı dillerin kamusal kullanımına karşı başlattığı savaşa rağmen İngilizce olarak) "Girişim ve Made in Italy Bakanlığı" olarak değiştirilmesi durumu anlatmaya yeter. Bu arada, 2021 yılında Ekolojik Geçiş Bakanlığı'na dönüşen eski Çevre Bakanlığı'nın adı da, daha açık bir şekilde "Çevre ve Enerji Güvenliği Bakanlığı" olarak değiştirildi.

Bu koşullar altında, eski GKN işçileri ve destekleyici araştırmacılar tarafından Aralık 2021'de başlatılan ilk endüstriyel "plan" (İngilizce sunumu yakında burada mevcut olacak) ve endüstriyel politikalara yeni bir kamu katılımı çağrısı kalıcı olarak rafa kaldırıldı. Giderek genişleyen dayanışma ağı, bunun yerine aşağıdan yukarıya bir dönüşüm planı üzerinde çalışmaya geri döndü.

Aslında, olası kurumsal yardımın dahi eksik oluşu yeni mülk sahibinin oldukça tuhaf "varlığı" ile tezat oluşturuyor: Unindustria Cassino'nun başkanı Francesco Borgomeo. Başlangıçta Melrose'a alıcı bulma konusunda danışmanlık yapan Borgomeo, kendini kurtarıcı olarak yeniden piyasaya sundu: 23 Aralık 2021'de Noel'i ve fabrikayı kurtararak kendisinin alıcı olacağını, yatırımcıları ve iş planlarını beklediğini açıkladı. Her iki cephede de azami gizliliğin korunması gerekiyordu, ancak Floransa Fabrikası'na (Fiducia) Güven ve bir (Future) "Gelecek" getirmek için yeterliydi. Bu dört "F"den şirketin yeni, oldukça absürt ismi QF Spa. ortaya çıktı -kelimenin tam anlamıyla "Dört F Şirketi".

En başından beri işçi kolektifi, yeni sahibin operasyonunun sadece zaman kazanmaya yönelik olduğundan şüpheleniyordu - üstelik kamu parasının yardımıyla. Bu, devletten personel işten çıkarma fonları almak, fabrikadan milyonlarca Avro değerinde makineyi çıkarmak, işçilerin seferberliğinin sona ermesini beklemek ve yüzde 60 maaşla bir yıl belirsizlikten sonra yavaş yavaş ayrılmalarını beklemek anlamına geliyordu.

Noam Chomsky'den bir metafor alan işçi kolektifi o zamandan beri bu durumu, suyun ısındığını fark etmeyen kurbağayı kaynatma prensibi olarak tanımlıyor. Hıristiyan Demokrat bir başbakan olan Giulio Andreotti'nin bir zamanlar söylediği gibi, "insanlar hakkında kötü düşünmek günahtır ama çoğu zaman da isabetlidir". Dönemin Ekonomik Kalkınma Bakanlığı ile çerçeve anlaşmasını imzaladığı Ocak 2022'den bu yana QF hiçbir teslim tarihine uymadı. Yeni mülk sahibinin tutarsızlığı, Temmuz 2022'de endüstriyel planlar yerine, yenilikçi şirketlerden oluşan bir konsorsiyumla işbirliği olasılığını özetleyen takdire şayan slaytların bakanlara sunulmasıyla zirveye ulaştı. Bunun fabrikada "mekatronik ve endüstriyel elektronik üzerine bir araştırma ve geliştirme merkezi" kurulması anlamına gelmesi gerekiyordu; ancak bir kez daha, bırakın ete kemiğe bürünmüş yatırımcıları, bu duyuruyu herhangi bir somut önlem bile takip etmedi.

İŞÇİLERİN KARŞILIKLI YARDIMLAŞMASI
Borgomeo'nun işçilerle temas kurmaktan kaçındığı ancak işlerin yakında yeniden yoluna gireceğine dair güvence verdiği bu aylar, bir hukuk ekibinin oluşturulmasıyla başlayarak destek gruplarını yeniden organize etmek için kullanıldı. Bu grupların yürüttüğü faaliyetler, halka açık öz-eğitim faaliyetleriydi ve sürekli işgalin üç vardiyasında işçi kantinini açık tutan Gıda Tugayı'ndan Kültürel Yakınlaşma çalışmasına kadar uzanıyordu. Bu sonuncusu, İşçi Tüzüğü (devlet iş kanunu) ve metal işçilerinin toplu iş sözleşmesi tarafından sağlanan 150 saatlik eğitim hakkına (genellikle her üç yılda bir) dayanan bir çalışmadır.

Jacobin Italia'nın yayıncısı Edizioni Alegre ile birlikte 31 Mart-2 Nisan tarihleri arasında işgal altındaki fabrikada ilk İtalyan İşçi Sınıfı Edebiyatı Festivali'ni düzenleyen işçilerle dayanışma içindeki yerel halk ile ulusal düzeyde yazar ve entelektüeller de bu festivale katıldı. İki haftalık bir kitlesel fonlama kampanyasıyla finanse edilen festival, eş organizatör Alberto Prunetti gibi İtalyan yazarları ve Cash Carraway, D. Hunter, Cynthia Cruz ve Anthony Cartwright gibi işçi sınıfından sesleri bir araya getirdi. İlk günkü altı yüz kişinin ardından yaklaşık bin dört yüz kişinin katıldığı ikinci gün boyunca işçiler, işçi sınıfı yazınının sınıf mücadelesi için önemini vurgulayan yönetmen Ken Loach'un dayanışma mesajını okudular.

"Tabandan yeniden sanayileşme" de yeni bir rota izliyor. Dayanışma Araştırma Grubu birkaç ay önce daha geniş bir Yeniden Sanayileşme Grubuna dönüştü. Fabrikanın "özgeçmişini" bir araya getirerek fabrika yerleşiminin haritasını ve tüm makine ve lojistik altyapının envanterini çıkardı. Grup ayrıca, makineleri ve eldeki becerileri kullanmak ve sürdürülebilir yolculuk ve yenilenebilir enerjiye doğru yeniden dönüşüm "planı"nda belirtilen hedefleri somutlaştırmak için projeler araştırıyor.

Aynı zamanda kolektif, en azından içlerinden küçük bir kesime mikro üretimi (örneğin bir bira fabrikası) yeniden canlandırma olanağı tanıyacak mutualist yaklaşımlar üzerine düşünmeye başladı. Ama yine tarımsal gıda zinciri ve neyi nasıl tükettiğimiz hakkında da düşünmeye başladı. Ekim ayında, işçi meclisi bu faaliyetleri düzenli hale getirmek için Soms Insorgiamo Sosyal Tanıtım Derneği'ni de kurdu. Resmi olarak Ocak 2023'te kurulan SOMS (Società Operaia di Mutuo Soccorso; İşçilerin Karşılıklı Yardımlaşma Derneği), adından da anlaşılacağı üzere, on dokuzuncu yüzyıldan bu yana işçi hareketinde derin kökleri olan karşılıklılık, dayanışma ve mutualizm değerlerini geri kazanma niyetini ifade etmektedir.

TABANDAN YENİDEN SANAYİLEŞME
Bu da bizi meselenin yeni bir dönüm noktası olan Kasım 2022'ye getiriyor. Gerçekten de bu tarihten itibaren işçiler ne maaşlarını ne de maaşlarını belgeleyen maaş bordrolarını alabilmişlerdir. Hukuk ekibinin eriştiği kayıtlar, QF'nin Cassa integrazione ordinaria -yani devletin yaptığı işten çıkarma ödemeleri- almak için defalarca yaptığı girişimlerin bir iş planı olmaması nedeniyle reddedildiğini ortaya koyuyor. İşgal altındaki fabrikayı boşaltma tehdidi dışında, mülk sahibiyle temas neredeyse sıfıra indi: İş mahkemesi gecikmiş ücretlerin ödenmesi için düzinelerce ihtiyati tedbir kararı verdi.

Beklenen tek şey şirketin tasfiye edileceğinin açıklanmasıydı. Bu açıklama, 7 Mart'ta görevden alınmadan önce konuyu derinlemesine inceleyecek zamanı olmadığını itiraf etmekle yetinen bir komisyon üyesinin katıldığı bir başka bakanlık görüşmesinden üç gün sonra, 21 Şubat'ta geldi. Bu arada Borgomeo, eski GKN işçilerinin "Insorgiamo Hareketi"ni fabrikayı işgal ederek yatırımcıları kaçırmakla suçluyor. Ancak Borgomeo'nun satın almaya karar verdiği fabrikanın bir değeri olarak deneyimli ve motive işgücünü gösterdiği Aralık 2021'de de bunlar fabrikayı işgal etmişlerdi.

Fabrikadaki çalışma grupları kısa süre içinde Borgomeo'nun iddialarını çürüttü: Aralık 2022'den itibaren, temiz enerji üretimiyle ilgili yeni teknolojiler ve ürünlerle uğraşan Alman-İtalyan bir girişim, Fabrika Kolektifi ile yakın görüşmelere başladı ve fabrikada son teknoloji fotovoltaik paneller ve piller üretme olasılığını araştırdı. Bununla, üretiminde nadir toprak elementlerinin kullanılmayacağı -mevcut jeopolitik dönemin sosyal etkilerini ve tedarik zorluklarını belirgin bir şekilde azaltacak- ve hatta sıradan atık sertifikasına sahip olacak ve bertaraf sorununu da önleyecek ürünleri kastediyorlardı.

René Goscinny ve Albert Uderzo'nun Galyalı Asteriks'teki ünlü karakterlerini ele alan karikatürist Zerocalcare, bu yaz fabrikayı, örgütlenme ve dayanışmanın sihirli iksiriyle Julius Caesar'ın Roma lejyonlarının saldırısına direnen küçük Galya köyü olarak tasvir etti. Fabrika Kolektifi sadece kuşatmaya direnmekle kalmıyor, aynı zamanda ulusal gündem ve planlarda büyük bir heyecanla ilan edilen hedeflere ulaşmayı da başarıyor gibi görünüyor.

Çalışma grupları, endüstriyel planlar ve iş organizasyonu ile ilgili teknik konulara paralel olarak, işçilerin satın alması olasılığını incelemek de dahil olmak üzere mülkiyet yapısı konusuna odaklanmıştır. İtalya'da bu tür işlemler, endüstriyel yer değiştirme veya tasfiye girişimlerinden etkilenen ve kooperatif bir yapıda mülkiyeti devralmak isteyen işçileri korumak için kamu fonları sağlayan 1985 tarihli Marcora Kanunu ile düzenlenmektedir. Genellikle bu tür süreçlerde başlangıç sermayesi, işçilerin kıdem tazminatlarını yatırmaları yoluyla oluşturulur. Ancak GKN örneğinde, yerel destekçilerin, mücadelenin kendisinde olduğu gibi üretimin yeniden canlandırılmasında da öncü bir rol oynaması gerektiği fikri benimsenmiştir. Buradan popüler hissedar kampanyası fikri doğdu ve Banca Etica (Direniş Fonu'nun açılışından bu yana GKN mücadelesiyle dayanışma içinde olan İtalyan etik finans kuruluşu) ve benzeri diğer kurumlarla diyaloglar başladı.

Başlangıçta 110-120 işçinin istihdam edilmesini içeren tesisin gelecekteki ana faaliyet alanının belirlenmesinin yanı sıra başka projeler de geliştirilmektedir. Sürdürülebilir yolculuklar açısından, hem yakın lojistik hem de büyük depolardaki ürünlerin taşınması için kargo bisikletleri geliştirme olasılığı üzerine çalışıldı. Yine çalışma grupları, üretim ve satışta otuz ila kırk kişiye kadar istihdam sağlama umuduyla somut bir gelişim planı geliştirmek için halihazırda sektörde faaliyet gösteren şirketlerle etkileşime girdi.

Floransa'nın Serie A futbol takımıyla aynı mor renge boyanan ve tamamen "GKN'de üretilen" ilk kargo bisikleti prototipi, Bike Italia gibi ticari dergilerin yorumlarıyla birlikte Şubat ayında büyük bir coşkuyla tanıtıldı. Bu aynı zamanda işçilerin önerisinin üçüncü "ayağının" vatandaşlara sunulduğu zamandı: Fabrikanın enerji özerkliğini sağlamaya da hizmet edecek olan güneş panelleri üretimi ile sinerji içinde tesisin bir Yenilenebilir Enerji Dayanışma Topluluğu'na dönüştürülmesi. Ana işletme faaliyete geçtiğinde ve işletmeyi devam ettirmek için ne kadar enerjiye ihtiyaç duyulduğu hesaplandığında, üretim fazlası genel şebekeye geri verilerek tüm bölgeye fayda sağlanabilir.

KURBAĞANIN SIÇRAMASI
İlk işten çıkarmanın üzerinden yirmi ay geçtikten ve yeni mülk sahibinin tenceresinde bir yıldan fazla kaynadıktan sonra kurbağa tükenmiş, gelir açısından olduğu kadar psikolojik olarak da baskı altında kalmıştır. Ancak aylar süren "bekleyiş" enerji, müttefik ve fikir bulmaya yaradı. Temmuz 2021'de olduğu gibi Mart 2023'te de kuşatmaya verilecek yanıt karşı saldırıya geçmektir. Mülkiyet geri çekilirse ve kurumlar çözüm üretememeye devam ederse, çözüm "uzmanı" olmak zorunda kalanlar yine eski GKN işçileri olacaktır.

Taleplerden biri işçilere olan borçların ödenmesi, ki tam da gösterinin arifesinde, 23 Mart'ta, mahkeme ödenmeyen alacaklarla ilgili ilk duruşmasını yaptı. Bir kez daha, işçilere sık sık yöneltilen "yasadışılık" suçlamalarına rağmen, mahkemeler işçilerin taleplerini kabul etti. Ancak işçilerden birinin gösteride söylediği gibi, "faturalarımı ödemezsem, ertesi gün elektriğimi keserler, ancak altı aydır ödeme yapılmadığında, mahkeme benimle aynı fikirde olsa bile, tek bir avro bile alamıyorum."

Floransa protestosunda aynı zamanda tabandan yeniden sanayileşme çağrısı yankı buldu. 16 Mart'ta, yürüyüş hazırlıklarının ortasında, fabrikanın geleceğini destekleyecek halk hissedarlığına doğru inşa edilen "Gelecek için Ex-GKN" kitlesel fonlama kampanyası başlatıldı. Produzioni dal Basso haber portalında (İngilizce, Fransızca, Almanca ve İspanyolca çevirileri de mevcut) herkesin destek verebileceği kampanya iki hafta içinde yaklaşık 60 bin Avro topladı. Destek İtalya'nın dört bir yanından olduğu kadar ötesinden de geliyor: Girişimle kurulan temaslar, bir işçi heyetinin son iklim grevi sırasında Leipzig ve Berlin'de Alman çevrecilerle buluşmasını da sağladı.

Ödül kitle fonlaması olarak adlandırılan ilk aşamada, yeni kooperatifin başlangıç maliyetlerini karşılamak ve nihai yasal kuruluşu için ilk aidatları karşılamak üzere sermayenin ilk çekirdeğini oluşturacak çok sayıda küçük hisse toplanması hedefleniyor. Daha sonra, daha büyük yatırımcılar bulmayı amaçlayan hisse senedi kitle fonlaması başlatılacaktır. Son olarak, panel üretimine başladıktan sonra, ürün kitlesel fonlaması olarak adlandırılan, özellikle eski GKN'de adil geçiş yolunda güçlü bir müttefik bulacak olan diğer geri kazanılmış işletmelerden ve üretim kooperatiflerinden sipariş alma zamanı gelecektir.

Bu 25 Mart'ta binlerce kişi işçileri savunmak için Floransa'ya akın etti. Ancak kitlesel fonlama ve halk hissedarlığı kampanyasıyla birlikte, meseleyle dayanışma içinde olanların -protestolara fiziksel olarak katılamayanların bile- bu dava etrafında toplanma zamanı geldi. Fabrika Kolektifi'nin de belirttiği gibi, "Kurbağanın sıçrama zamanı geldi. Ya en kötü yenilgi ya da geleceğe doğru bir sıçrama". Öyleyse bu geleceği deneyelim. Ne de olsa kaybedecek tek şeyimiz açlık ücretleri ve iklim felaketi.

*Francesca Gabbriellini ve Giacomo Gabbuti'nin kaleme aldığı Jacobin Italia'da yayımlanan yazıyı Ivana Benario ETHA için Türkçeye çevirmiştir. Yazının aslına buradan ulaşabilirsiniz.