7 Mayıs 2024 Salı

Cepten yeme dönemi

Bütün bileşenleriyle rejim iç krizde debeleniyor. Bundan sonrası, bundan öncekinden zor olacak o cephe için. Kürdistan'ın dinamiğini Batı'nın devrimci-demokratik birikimiyle birleştirmek; zenginliği ve çeşitliliği güvenceleyen bütün talepleri politik özgürlükler mücadelesi gibi birleştirici / kuşatıcı bir başlıkla otoriter despotluğa dayatmak ve faşizmi yıkarak güvencelemek mümkündür.
Rejim kriziyle iktidar blokunun meşruiyet krizi iç içe geçerek dallanıp budaklanıyor. Fetret devri işaretleri çok. Bloğun tıkanması ve toplumun en az yarısının hararetle muhalefet etmesi, iktidar bileşenlerinde merkezkaç eğilimleri kuvvetlendirdi.
 
'Türkiye İttifakı' söylemi taban genişletme hamlesiydi. Reaksiyona yol açtı. Ancak İYİ Parti'nin belli koşullarla siyasi stepne olma arzusu da ortaya çıktı. MHP'nin muhtemel alternatif İYİ Parti'ye karşı kullandığı dil, gerilim politikasına kendini yatırdığını gösteriyor.
 
AKP kendi bünyesinden çıkacak-çıkabilecek kim varsa itibar suikastine başladı bile. 'Türkiye İttifakı' girişimiyle taban genişletme hamleleri de akamete uğradı. Kendi krizini, kriz-gerilim korkutmasıyla topluma paslamanın ve bu yolla hafifletmenin imkansızlığını AKP'de anladı. Hegemonya kaybına da işaret eden bu çıkışsızlık geçiştirilemez.
 
Olanaklar ışık hızıyla tüketilince AKP-MHP koalisyonu en iyi bildiği, daha tam ifadesiyle, 7 Haziran 2015'ten bu yana ihtisas yaptığı politika biçimini kuşanmaya başladı. Bu biçimde, devletin ana idarecisiyle polis şefinin dili ve tarzı birbirini andırır. Devlet yönetmenin, mutat sayılan, serinkanlılığı yerini mesala tabuta yaslanarak intikam yemini etmeye, kitle ajitasyonuna bırakır. Bunun epey örneğini gördük.
 
Politik İslamcılıkla ırkçı milliyetçilik, amacı kendi geleceklerini kurtarmak, devlet gücünü ve toplumsal tabanı kullanarak pazarlık imkanını diri tutmaktır; bilhassa uluslararası politik restleşmeler esnasında.
 
AKP buna mecbur. Çünkü bir parçası olduğu İhvan Hareketi, ABD tarafından terör listesine alındı-alınacak. Dün, ihtiyaçlar doğrultusunda İhvan'a ve kuruluşu sırasında AKP'ye bütün desteğini sunan ABD, bir müddet önce bu politik İslamcı çizgiyi tasfiye kararı aldı. AKP de bu kararın muhatabıdır ve İhvan Hareketi kadar dik durma olanağı da bulunmuyor.
 
Böyle bir ortamda sosyal şebeke olarak iş gören önemli belediyeleri kaybetmek AKP açısından telafisi imkansız kayıplardandır.
 
Bu şartlarda AKP açısından dönemin temel stratejisi, savunmaya sıkışmış bir püskürtme saldırganlığıdır. Artık gelişen, yeni alanları ele geçiren, yayılan bir AKP'den bahsedemeyiz. Elindekileri korumak da eskisi kadar mümkün değil.
 
Faşizmle idare edilen bir ülkede bütün sorunlar gelir ekmek ve özgürlük bahsinde düğümlenir. Tıpkı Türkiye'deki gibi iktidarın bu kapsamdaki bütün mücadeleleri değersizleştiren, ele avuca gelmeyen vaatlerle savuşturan, püskürten, öteleyen tarzının günden güne koyulaşması bununla da ilişkili.
 
7 Haziran'dan sonra buna kontrgerilla tarzının da eklendiğini gördük. Dolayısıyla yumuşama mümkün değil. Şiddet derecesini belirleyecek olansa toplumsal muhalefetin örgütlülük düzeyidir.
 
'Türkiye İttifakı' yemi aynı zamanda Kürdistan özgürlük hareketinin yanı sıra, artık açık biçimde "terör" kelimesiyle anılan HDP'yi yalıtmak içindi. Henüz bunda çok başarılı değil. Ancak ve muhakkak bu imkan zorlanacaktır.
 
Kürdistan özgürlük hareketinin ve onun etkileşim sahasındaki politik olayların iktidarın gündeminde olmadığını düşünmek isabetli değil. Aksine rejim teyakkuz halindedir. Süresiz açlık grevi- ölüm orucu sürecinden tutalım HDP'nin meşru-demokratik mücadelesine dek ne varsa tamamı mercek altındadır. Burada büyük bir sıkışma olduğu da açık. Püskürtme-savuşturma ötesinde, iktidarın sonuna dek zorlayacağı taktiğin ne olacağı aşağı yukarı belli. İradesi bütünüyle kırılmadıkça mevcut tutumunu sürdürecektir.
 
Böyle zamanlarda üçüncü güç/vektör halk örgütlenmelerinin duruma müdahalesi tayin edicidir. Kürdistan halkının demokratik seferberlikle olumlu etkileşimi ortada. İş, bunun Batı'da da gerçekleşmesidir. Bu, gerçek kılınırsa rejimin üzerinde büyük bir baskı oluşacaktır. Buradaki gecikmenin, kendilerini yasalarla sınırlamayan öznelerin Kürdistan'dan Batı'ya doğru daha tam kapasiteyle devreye girmesini koşullayacağını düşünebiliriz.
 
Herhangi bir duygudaşlık taşımadan, uzaktan-üstten-dışarıdan bakılınca sömürgeci faşizme karşı mücadelelere dudak bükmek, toptancı değerlendirmelerde bulunmak, 'an'daki güç/kuvvet dağılımdan hareketle karamsarlık yaymak eski bir marazdır.
 
Karamsarlık, Kürdistan bahsinde, Kemalizmle aşınan kayıtsızlıkla beraber günün yakıcı sorunlarındandır. Bunu yıkmaya dönük irili ufaklı her adım kıymetlidir. 'An'ı ebedileştiren olguculuğa karşı iyimserlik ve süreklilik faşizme karşı mücadelenin zafere taşınmasını sağlayacaktır.
 
Bütün bileşenleriyle rejim iç krizde debeleniyor. Bundan sonrası, bundan öncekinden zor olacak o cephe için. Kürdistan'ın dinamiğini Batı'nın devrimci-demokratik birikimiyle birleştirmek; zenginliği ve çeşitliliği güvenceleyen bütün talepleri politik özgürlükler mücadelesi gibi birleştirici / kuşatıcı bir başlıkla otoriter despotluğa dayatmak ve faşizmi yıkarak güvencelemek mümkündür.