18 Nisan 2024 Perşembe

Buldan ve Sancar: Halkımıza hesap vereceğiz, kongrede görevi bırakacağız

HDP Eş Genel Başkanları Buldan ve Sancar, katıldıkları televizyon programında kendilerine yöneltilen eleştirileri, seçim sürecindeki başarısızlıkları ve bundan sonra yapacaklarını değerlendirdi. Kurdukları Emek ve Özgürlük İttifakını seçim değil mücadele ittifakı olarak kurduklarını ancak başarılı olamadıklarını, seçim sürecinde belirleyici hatalar yaptıklarını dile getiren Buldan ve Sancar, aday belirleme sürecinde il ve ilçe örgülerini dahil etmediklerinin de özeleştirisini verdi. Oy oranlarının bekledikleri gibi olmadığını ancak yenilginin de olmadığını kaydeden Buldan ve Sancar; eleştirileri dikkate aldıklarını, hatanın sorumluluğunu da üstlendiklerini ve kongrede aday olmayacaklarını duyurdu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Medya Haberin konuğu oldu. Gazeteci Kenan Kırkaya, Nezahat Doğan ve Eyyüp Demir'in sorularını yanıtlayan Buldan ve Sancar, kongrede aday olmayacaklarını açıkladı.

BULDAN: ÖRGÜTLERİMİZİN ADAY BELİRLEME SÜRECİNE DAHİL OLMASINI ENGELLEDİK
Önemli bir seçim süreci yaşadıklarını hatırlatan Buldan, seçim sonrası aldıkları oy oranı, ittifakın aldığı oy oranının, seçim sonrası yöneltilen eleştirileri ve analizleri de seçimin hemen ertesinde bir toplantı serisiyle masaya yatırdıklarını dile getirdi. HDP açısından bir yenilginin söz konusu olmadığını lakin hedefine de ulaşamadığına dikkat çeken Buldan, şöyle devam etti: "Bunda birçok faktörün ve etkenin olduğunu söylemek gerekiyor. Cumhur İttifakının HDP'yi bir kıskaca alması, Kapatma Davası başta olmak üzere yönetilen bütün hukuksuzlukları ifade etmek gerekiyor. Bir buçuk ayda Yeşil Sol Partiyi seçmenimize tanıtmak önemli bir faktördü. Hedefimizi tutturamadık, bunu ifade etmek isteriz. Kampanya sürecini iyi yönetemedik. Bizim dışımızdaki çevrelere gidemedik. Genişleyemedik, büyümedik. HDP fikriyatını bütün kesimlere ulaştıramadık. Ermeni, Ezidi ve engelli temsiliyetinin olmaması bizim için büyük bir eksikliktir. Bir de şunu yapamadık; il ve ilçe örgütlerimizin aday belirleme sürecine dahil olmasını engelledik. İl ve ilçe örgütlerimiz öneri sunmak zorundalar, ancak Aday Belirleme Komisyonumuz bunu çok dikkate almadı."

SANCAR: OY ORANIMIZ İYİ DEĞİL AMA YENİLGİ YOK
Toplumda bir değişim istediği olduğunu ve bütün bu şartlara rağmen toplumun yarısının değişim isteğini ortaya koyduğunu söyleyen Sancar, hem manipülasyonlar yalan propagandaların işlediğini hem de sandığa gitmeyen seçmenlerin olduğunu belirtti. Sancar, "İkincisi; bizler Yeşil Sol Parti çatısı altında seçime girdik. Hedeflediğimiz oy oranına ulaşamadık. Bunun sebepleri var ama bütün sorumluluğu bu sebeplere yüklemek doğru olmaz. Kendi sorumluluğumuz da var. Bir bütün olarak sorumluluğumuz var. Hedeflerimize ulaşmak açısından başarısız sayıyoruz kendimizi. Demokratik siyasetin tasfiye edilmesi için her şey yapıldı. Bizi seçime sokmamak üzerine bir senaryo vardı. Aldığımız oy oranı istediğimiz oranda değil ama bir yenilgi yok" dedi.

Devam eden bir eleştiri-özeleştiri süreci olduğunu çok uzun zamandır toplumsal alanda çalışmalarının zayıf olduğunu gördüklerini aktaran Sancar, "Genel Merkez dahil teşkilatlarımızın toplumla doğrudan ve sürekli ilişki kurmakta yetersiz kaldığını gördük. Merkezi mekanizmalarımızın işleyişinde eksiklikler olduğunu gördük. Toplumsal mücadele ile parlamento ilişkisini fikriyata uygun bir dengeye oturtmakta zorluklar yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.

BULDAN: KARARI ALMAMIZDA DEPREM SÜRECİNDE YAŞANANLAR ETKİLİ OLDU
Aday çıkarma sürecinde hapishanedeki yol arkadaşlarıyla da görüş alışverişinde bulunduklarını ancak son aşamada on binlerce insanın katledildiği deprem sürecinin yaşandığını söyleyen Buldan, "Biz tam o süreçte tek adam üzerinde uzlaşma mı yoksa aday çıkarmak mı diye tartışmaya başladık. Demokratik güç birliği ve stratejik bir yaklaşımın bu değişim ve dönüşümü gerçekleştirebileceği kararını aldık. Bu kararın alınmasında deprem sürecinde yaşananlar etkili oldu" dedi.

SANCAR: DEMİRTAŞ'I SORGULAMAK DOĞRU BİR ŞEY DEĞİL
HDP'nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'ın eleştirilerine dikkat çeken Sancar da şunları söyledi: "Demirtaş çok değerli bir arkadaşımız, yoldaşımızdır. Niyetini sorgulamak doğru bulduğumuz bir şey değil. Bütün arkadaşlarımızla uyum içinde partimizi nasıl güçlendirebiliriz kaygısı dışında herhangi bir faktörü esas almadık. Demirtaş'ı ziyaret ettik, hukuki engeli olduğunu söyledi, sonra basına da açıkladı. Ardından Kandıra'ya gidip Figen Yüksekdağ ve Gültan Kışanak'ın da önerilerini aldık. Aday çıkarılacaksa kadın aday olmalıdır önerisinde bulundular. Bu önerileri kurullarımızda tartıştık. Son noktada eğilim kadın aday yönünde oluştu. Bu, Demirtaş'a da iletildi ve kendisi de bu fikri desteklediğini söyledi."

'KONGREYE GİDECEĞİZ AMA HESAP VERMEK ÖNEMLİ'
Kongreye gideceklerini ancak hesap vermenin son derece önemli olduğunu söyleyen Buldan, şu ifadeleri kullandı: "Seçimin hemen ertesi günü partiyi kongreye götüreceğimizi ilan ettik. Elbette her partide seçim sonuçları o partide yol haritasını belirler. Biz de çok büyük umutlarla seçim çalışması yaptık. Bunlar gerçekleşmeyince de kendi içimizde yaptığımız tartışmalar ve kurullarımızla yapacağımız toplantılardan sonra kongre sürecini başlatacağız. Ben kendi adıma söyleyeyim kongrede görev almayacağım. Ben kendi adıma bu mücadelenin her aşamasında üzerime düşeni yapmaya hazır olduğumu ifade eden insanım. Bunu da uzun süre kadın ve kayıplar mücadelesinde, Çözüm Sürecinde yer alan ve bedel ödemeye hazır olan bir insan olarak söylemek istiyorum. Bir partinin eş genel başkanı olmak da bedel ödemektir. Eleştirileri göz önünde bulunduruyorum. Bu eleştirilerin bir kısmı kötü niyetli, ama yapıcı ve bana güç katan eleştiriler de var. Kongrede eş genel başkanlık görevini başka bir arkadaşa devretmekten mutluluk duyacağım. Karar alma sürecinde de yer almayacağımı söylemek isterim. Halkımıza hesap vereceğiz, kadınlara hesap vereceğiz, oy verenlere hesap vereceğiz. Kongreye gideceğiz ama şu an hesap verme dönemidir. Biz Emek ve Özgürlük İttifakına seçim ittifakı olarak yaklaşmadık, mücadele ittifakı olarak baktık. Ama bu süreci yönetemedik. İttifakın lansmanı Türkiye halkına büyük bir moral vermişti. Bu ittifakın doğru bir ittifak olduğunu ve mücadele ittifakı olarak devam etmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Seçim ittifakı meselesinde en büyük eksikliğimiz ise halkımızın sesini yeteri kadar duymamamızdır."

'AMAÇ PARTİYİ DAHA İLERİ NOKTAYA GÖTÜRMEKTİR'
Seçimin ertesi günü kongre ve konferans sürecini başlattıklarını, bütün eksiklikleri masaya yatıracaklarını açıkladıklarını hatırlatan Sancar da şöyle devam etti: "Ben de aynı karardayım. Hiç tereddütsüz biz eleştirileri elbette kabul ederiz. Seçim süreci başarısız kabul ediliyorsa benim de kişisel sorumluluğum bunu yerine getirmektir. Görevlerimiz var. Bu partiyi bu tartışma sürecinden geçirmek ve kongreye taşımak gibi bir sorumluluğumuz var. Ben de kongrede eş genel başkanlık görevini bırakacağım. Kongre süreci başlamıştır. Eleştiri-özeleştiri muhasebe sürecinin yürümesi için bütün kurulların önünü açmak istiyoruz. Partiyi eş genel başkanlar kilitlesin istemiyoruz. Bunu hemen yaparsak, kurullar işlemez ve yasal olarak 45 gün içinde kongreye gitmek gerekir. Biz isteriz ki il ve ilçelerimizle süreci konuşabilelim. HDP başkanlar partisi değildir; kolektif irade ile yönetilen bir partidir. Yaptıklarım da yapamadıklarım da sorumluluğum. Partiyi daha güçlü bir noktaya getirmek için kongrede görevi bırakacağımı net olarak ifade ediyorum. Amaç partiyi daha ileri bir noktaya götürmektir."