19 Mart 2024 Salı

Brezilya'da askeri darbe şimdi daha yakın

Brezilya özellikle solculara, siyahlara ve yoksullara yönelik köklü bir nefret haline hapsolmuş durumda, süregiden finansal krizin körüklediği bir duygu. Her yol sanki yeni bir askeri müdahaleye çıkıyor gibi hissettiriyor. Tüm ülkede, solcu militanlar ve entelektüeller, kamu sektörlerinde kurumsal baskıya maruz kalmakta.
Rio de Janeiro'daki askeri müdahale (21 Şubat 2018, çn), ordu ve başkan Michel Temer tarafından, "Brezilya için bir deney" olarak değerlendirilirken Brezilyalı tarihçi Vitor Schincariol "sağcı güçler halkın örgütlenmesini durdurmayı amaçlıyor" diye uyarıyor.
 
Müdahalenin ilk gününden beri ordu Rio'da çocuklara dergi dağıtıyor. Kapağında kırmızı bir canavar ('Kızıl Tehlike') ordu tarafından korunmakta olan beyaz tenli sarışın bir çocuğa saldırmaya çalışıyor. Bu, Sosyalizm ve Özgürlük Partisi üyesi 38 yaşındaki aktivist ve senatör Marielle Franco'nun 14 Mart'ta suikaste uğramasıyla tamamen bağlantılı bir durum.
 
Ordunun Rio'ya ilk girdiği günden 30 gün sonra işlenen Franco cinayetinde kullanılan mermi, anlaşıldığı kadarıyla federal polisten gelmiş. 9 mm'lik mermi, Brasilia polis ekiplerinin 2006 yılındaki mühimmat alım sevkiyatında kayıtlı çıktı. İhtimal o ki, Franco'nun katilleri, federal polisin içindeki yozlaşmanın sonucu olarak doğrudan veya dolaylı olarak elde ettiler mermiyi.
 
İnfazından 4 gün önce, Marielle Rio de Janeiro Askeri Polisi 41. Tabur'la ilgili bir notu sosyal medyadan paylaşmıştı. Franco'ya göre, askeri polisler iki genci öldürüp bedenlerini nehire atmışlardı. 41. Tabur devlette en çok şiddet uygulayan taburdur, özellikle de Kuzey Bölgesi'ndeki favela'larda (gecekondu mahalleleri) silahsız kitleler arasında tecavüzcüler, infazcılar ve işkenceciler çetesi olarak biliniyor.
 
CİNAYETİN BAĞLAMI
 
Brezilya ana akım medyası Marielle'i soyut bir mücadele aktivisti olarak tasvir etmekte, onu etnik, politik ve sınıfsal bağlamından koparmaktadır; O, siyah sosyalist bir favela militanı olduğu için öldürüldü.
 
Bu cinayet, günümüz Brezilya'sının korkutucu gerçekliğiyle ilgili çok şey söylemektedir. Brezilyalı tarihçi Vitor Schincariol "Marielle'in öldürülmesi Brezilya solunu korkutarak baskı altına almayı amaçlıyor" diyor.
 
Franco, tam da ordunun bu günlerde güvenliğini sağladığını iddia ettiği şehirdeki büyük çoğunluğu yoksul ve siyahilerden oluşan favela sakinlerine karşı kamu güvenlik organlarının işlediği cinayetleri dile getirerek öne çıkmıştı.
 
Öldürülmesinden iki hafta önce Franco, başkan Temer'in Rio'daki askeri müdahalesini incelemek üzere bir komisyonda yer almıştı. Hemen ardından, hak ihlalleri nedeniyle hükümeti açıktan suçlamaya başlamıştı. Ölümüne giden sürecin bunun bir sonucu olması muhtemel görünmektedir.
 
YENİ HAKİKATLER KOMİSYONU
 
19 Şubat'ta ordu komutanı Eduardo Villas Boas, Rio'nun güvenliği için, yapılan askeri müdahalenin "yeni bir hakikatler komisyonuyla" yüz yüze gelmemesinin "garanti" edilmesi gerektiğini söyledi. (2012-2014 arasında, Brezilya'da 1964-1985 arasındaki diktatörlük rejimi sırasında işlenen suçları araştırmak için bir Hakikatler Komisyonu kuruldu.)
 
15 Mart'ta yerel medya ve resmi askeri polis kaynakları tarafından yayınlanan bir çalışmada geçen ay Rio'da 149 ölümcül çatışma olduğu açıklandı. Bu yılın 15 Ocak-16 Şubat arasında bu sayı 126'ydı. Geçen ay yaşanan çatışmaların 133'ünde güvenlik görevlileri dahil oldu. Yine Ocak-Şubat döneminde bu sayı 106'ydı.
 
Eylül 2017'de, Brezilyalıların yüzde 48'i yeni bir askeri darbeyi destekliyordu. Bu sayı, o zamandan beri Rio'da yüzde 74'e çıkmış durumda: General Brago'ya göre "Brezilya için bir deney". Müdahaleyi o yönetti ve açıkça tüm ülkeyi askerileştirme niyetini tekrar üstü kapalı şekilde dile getirdi. Brezilya'nın "baharını" yaşadığı 2013'ten beri günlük yaşama ve son gelişmelere bakınca sürpriz değil.
Askeri Darbe Yakın
 
Brezilya özellikle solculara, siyahlara ve yoksullara yönelik köklü bir nefret haline hapsolmuş durumda, süregiden finansal krizin körüklediği bir duygu. Her yol sanki yeni bir askeri müdahaleye çıkıyor gibi hissettiriyor. Tüm ülkede, solcu militanlar ve entelektüeller, kamu sektörlerinde kurumsal baskıya maruz kalmakta.
 
Kamu Savcılığı Ofisi'nin, özellikle de eski başkan Luiz Inacio Lula da Silva'nın mahkum edilmesinde Washington rejiminden ilham aldığı kabul edildi. Sao Paulo'daki UFABC üniversitesinden tarihçi Schincariol, "sağcı güçler halkın örgütlenmesini durdurmayı amaçlıyor" diyor.
 
Temer, bir asker olarak iktidarı aldı ve ABD kuklasıdır. Onun ekonomik önlemlerinin toptan çöküşü, yönetiminin meşruiyet sorunu yaşaması, ve eski başkan Lula'nın Washington tarafından manipüle edilen bir mahkemece mahkum edilmesinin getirdiği politikanın Brezilya'da saygınlığını yitirmesi (Wikileaks'e göre yargıç Serio Moro ABD'de gizli kurslar almıştı), Franco'nun öldürülmesiyle alevlenen sosyal ayaklanmayla birleştiğinde, Brezilya'da bir askeri darbe şu an, her zamankinden daha yakındır.
 
Prof. Dr. Schincariol'ün dediği gibi: "Sağ ve sol kuvvetlerin askeri kapasite açısından mevcut güç farkına bakınca, bazı muhafazakar güçler adına açık bir iç savaşın tetiklenmesi gerçek amaçtır. Devletin ordu güçlerini daha sert kullanmasını meşrulaştıracaktır. Bu yeni tip bir senaryo ve demokratik kuvvetlerin endişelenmek için her türlü sebebi var."
 
*Telesurtv.net'te 21 Mart'ta yayımlanan "After Franco's Murder, Military Coup Now Imminent in Brazil" başlıklı yazıyı İngilizce orijinalinden Ivana Benario ETHA için çevirdi.