24 Nisan 2024 Çarşamba

Batman ve Diyarbakır'da kayıplar eylemleri

Batman'da ve Diyarbakır'da 90'lı yıllarda kaybedildikten sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Nezir Tekçi ve Zeynel Kürsep'in hikayesini anlatan kayıp yakınları, faillerin bulunarak cezalandırılmasını istedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, Batman ve Diyarbakır'da kaçırılarak kaybedilenlerin hikayelerini kamuoyuyla paylaşarak, akıbetlerini sordu ve adalet istedi.

BATMAN
Gülistan Caddesi'nde yapılan basın açıklamasında "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartı açıldı ve kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı.

Basın açıklamasını okuyan Avukat Ahmet Şiray, ölülerinin yasını tutabilmek için adalet istediklerini kaydetti. "Çocuklarımızın, eşlerimizin, kardeşlerimizin akıbetini öğrenmek için istiyoruz ve sormaya devam edeceğiz. Her hafta alanlardan faili meçhul cinayetlerin faillerinin yargı önüne çıkarılarak cezalandırılmasını ve kayıplarımızın akıbetinin açıklanmasını istiyoruz" diyen Şiray, Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde 28 Nisan 1995'te gözaltına alınıp kaybedilen Nezir Tekçi'nin hikayesini kamuoyuyla paylaştı.

Koyunlarına bakmak için bir köyden diğer bir köye giden Nezir Tekçi'nin köye gelen askerler tarafından gözaltına alındığını söyleyen Şiray, sonrasında Tekçi'den haber alınamadığını dile getirdi.

Tekçi'nin babası Halit Tekçi'nin başvurusu üzerine 1997 yılında askeri savcılık tarafından başlatılan soruşturmada kısa sürede takipsizlik kararı verildiğini söyleyen Şiray, 2010 yılında zorunlu askerliği sırasında Tekçi'nin öldürüldüğünü gördüğünü söyleyen Yunus Şahin'in tanıklığının soruşturmayı yeniden başlattığını kaydetti. Soruşturma sonucu emekli albay Ali Osman Akın ve yarbay Kemal Alkan hakkında "canavarca bir his veya işkence ile kasten öldürme" suçlamasıyla Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldığını belirten Şiray, 11 Eylül 2015'te görülen karar duruşmasında sanıkların beraat ettirildiğini hatırlattı.

Sonrasında AYM'ye yapılan başvuruda AYM'nin 21 Mart 2023'te kararını açıklayarak etkili bir soruşturma yürütülmediğini söylediğine işaret eden Şiray, yeniden yargılama kararı verildiğini aktardı. 

Gözaltında kaybedilen insanların akıbetlerinin araştırılması ve faillerin bulunup yargılanması için gerekli adımların atılmasını istediklerini belirten Şiray, şöyle devam etti: "Ne yazık ki devlet bugüne kadar gözaltında kaybedilenlerin akıbetini açığa çıkartacak ve onları kaybedenlerin ve insanlığa karşı suç olan bu kaybedilmelerde sorumluluğu olanların yargı önünde hesap vermesini sağlayacak bir adalet sistemini devreye sokmadı. Biz biliyoruz ki susmak kaybedenleri cesaretlendiren politik bir tercihtir, susmayacağız. Adalet ve hakikat arayışımızda ısrarcı olacağız. Asıl kaybedilmek istenen insanlığımızdır, bu yüzden insanlık onurunu her daim sahipleniyor olacağız."

Basın açıklaması oturma eylemiyle son buldu.

DİYARBAKIR
Koşuyolu Parkı'nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirilen eylemde "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartı ve gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı.

İlk sözü alan Yakup Gülen, Newroz günü yaşanan gözaltı saldırısına ve Lice'de 14 yaşında bir çocuğa işkence edilmesine tepki göstererek, bu uygulama ve işkenceyi kabul etmediklerinin altını çizdi.

Sonrasında İHD yöneticisi Derya Yıldırım, 24 Mart 1994'te Batman Devlet Hastanesi'nden çıkarken silahlı iki kişi tarafından kaçırılan Zeynel Kürsep'in hikayesini paylaştı. Yıldırım, Kürsep'i Hizbullah'ın kaçırdığını dile getirerek, Kürsep'in bir sığınağa götürüldüğünü, o esnada Fahrettin Tan'ın da bu sığınakta 3 aydır tutulduğunu belirtti. Kürsep ve Tan'ın 1 yıl bu sığınakta tutulduğunu söyleyen Yıldırım, Tan'ın sonrasında fidye karşılığı serbest bırakıldığını, Tan serbest bırakılırken sığınakta Zeynel Kürsep, Mahmut Demirer, İsmail Ağaya ve Resul Saçan'ın bulunduğunu aktardı. Bu sığınağın 1998 yılında Hizbullah'a dönük bir operasyonda ortaya çıkarıldığını kaydeden Yıldırım, Kürsep'in akıbetinin ise öğrenilemediğini vurguladı.

Baba İbrahim Kürsep'in oğlunun akıbeti için yetkililere çok sayıda başvuruda bulunduğunu hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti: "1996 yılında ismini vermek istemeyen biri, Zeynel Kürsep'in evini telefonla arayarak aileye; oğlunuzun Silvan ilçesine bağlı Susa (Yolaç) köyünde bir sığınakta tutulduğunu söyler.  Bu bilgiler üzerine baba İbrahim Kürsep Silvan'a gider ve oradaki resmi makamlara 'oğlunun Susa köyünde bulunan sığınakta olduğu' bir dilekçe ile başvuruda bulunur. Baba İbrahim Kürsep tüm girişimlerine rağmen resmi makamlardan bir sonuç elde etmez. Aradan 29 yıl geçmesine rağmen Zeynel Kürsep kaçırıldığı tarihten bugüne hala kayıp."

Açıklama, oturma eylemiyle son buldu.