19 Mayıs 2024 Pazar

Barış Bildirisi zorunluluktu

Ankara Barosu OHAL'in yol açtığı hak ihlallerini ve KHK'leri ilişkin panel düzenledi. Panelde, barış bildirisinin üniversitenin geleceği için olduğu belirtilirken, KHK'ların yargısız infaz olduğu vurgulandı.
Ankara Barosu tarafından Eğitim ve Kültür Merkezi Toplantı Salonu'nda düzenlenen "OHAL'de Hak İhlalleri: KHK'lanan Yaşamlardan Geleceğe Bakmak" panelinde OHAL'in yol açtığı hak ihlalleri konuşuldu.
 
KHK GECE YARISI İNFAZ
 
Panelin açılış konuşmasını Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden ihraç edilen Prof. Dr. Nejla Kurul gerçekleştirdi. Panelin ilk oturumunda, moderatör olarak akademisyen Sibel Perçinel, konuşmacı olarak CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, hukukçu Levent Mazılıgüney ve akademisyen Celil Kaya yer aldı. İlk sözü alan İbrahim Kaboğlu, OHAL ile birlikte kapsam, mekan ve zaman bakımından çok ağır yaptırımları olan bir dizi işlemler ile karşı karşıya gelindiğini belirterek bunları "gece yarısı infazları" olarak adlandırdığını ifade etti.
 
OHAL KHK'lerinin "Kurunun yanında yaş da yanıyor olabilir" mantığıyla savunulduğuna dikkat çeken Kaboğlu, bunun hukuken telaffuz bile edilemeyecek bir söz olduğunu söyledi. Kaboğlu, "Yakmak deyimi hukukun terimi değildir. Yakmayacaksanız, yargılayacaksınız. Adil yargılanma hakkı devletin varlığının asgari nedeni" dedi. OHAL'in hukuki bir sorun olmaktan çok politik bir sorun olarak halkın karşısında durduğunu dile getiren Kaboğlu, bu nedenle 31 Mart seçimlerinin sonuçlarının son derece önemli olduğunu vurguladı.
 
BARIŞ BİLDİRİSİ TOPLUMSAL SORUMLULUKTU
 
672 sayılı KHK ile ihraç edilen Ankara Üniversitesi Araştırma Görevlisi Celil Kaya ise baskı ve otoriterliğin arttığı zamanlarda iktidarın hedef aldığı yerlerin başında üniversitelerin geldiğini ifade etti. Bu durumun ilk örneğinin Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı'na girilmesi sonrası ABD'de yaşandığını anlatan Kaya, o günden bu yana çok şeyin değişmediğini dile getirdi. Kaya, 2016 yılında ülkenin bir bölümünde ağır çatışmaların yaşandığını ve sivillerin bundan etkilendiğini kaydetti, sağlıklı bilgi alınamaması nedeniyle de 2 binin üzerinde akademisyenin Barış için Akademisyenler bildirisini imzaladığını hatırlattı. Bildirinin imzalanmasının ardından ağır suçlamalar ve tehditlerle karşılaştıklarını belirten Kaya, "O bildiri eleştirel, barışçıl üniversite geleneğinin ve toplumsal sorumluluğun bir ifadesiydi" diye konuştu.