19 Mayıs 2024 Pazar

'Ayşenur'un kim olduğunu bilen polis katlederek kimsesiz ilan etti'

Cumartesi Anneleri, Sağlık-Sen kurucularından Ayşenur Şimşek'in akıbetini sordu. Şimşek'in polis tarafından kimliği bilindiği halde işkence ile katledilerek kimsesizler mezarlığına gömüldüğü belirtilen eylemde, Şimşek şahsında tüm kaybedilenler için adalet istendi.
Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı'ndaki 722. buluşmasını polisin engellemesi üzerine Çukurluçeşme Sokak'ta İHD İstanbul Şubesi önünde gerçekleştirdi. Bu hafta Ayşenur Şimşek'in akıbetini soruldu.
 
Gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının taşındığı eyleme, HDP Milletvekili Hüda Kaya ve Oya Ersoy'da katıldı.
 
Basın metnini okuyan kayıp yakını İkbal Eren, 23 kez Galatasaray'dan hukuksuzca engellendiklerini anımsattı, bu hafta Ayşenur Şimşek için adalet istediklerini kaydetti. Şimşek'in Ankara'da yaşayan 27 yaşındaki eczacı, sağlık emekçilerinin sendikal çalışmalarının içinde yer aldığını aktaran Eren, "Sağlık-Sen Ankara Şubesi Kurucu Başkanı oldu. Çalışmalarını sürdürürken ailesini defalarca telefonla arayan kişiler 'Bu işleri bırakmazsa sonu kötü olur' diyerek tehditlerde bulundu. Hakkında yakalama kararı çıkartılan Ayşenur'un babası iki defa karakola çağırılarak 'kızın gelip teslim olsun yoksa onun için hiç iyi olmayacak' diye tehdit edildi" dedi.
 
Ailesinin 24 Ocak 1995 tarihinden itibaren Şimşek'ten haber alınamadığını dile getiren Eren, ailesinin Şimşek'in akıbetini bulmak için mücadelesini şöyle aktardı: "Kızlarının akıbetinin araştırılması için emniyete, savcılığa ve İçişleri Bakanlığı'na başvuran aileye 'gözaltına alınmamıştır' denildi. Tüm yasal girişimleri sonuçsuz kalan aile, 21 Mart 1995 tarihinde düzenledikleri basın açıklaması ile Ayşenur'un bulunması için kampanya başlattıklarını duyurdu. Kampanya devam ederken 11 Nisan 1995 tarihli Milliyet Gazetesi'nde Kırıkkale'de bulunan bir kadın cenazesi haberi yayımlandı. Haber üzerine Şimşek Ailesi Kırıkkale Savcılığı'na başvurdu. Gözaltına alındığı inkâr edilen Ayşenur'u tüm resmi kurumlarda arayan Şimşek Ailesi, 12 Nisan 1995 tarihinde kızlarının bedenine Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı'nda ulaştı."
 
Şimşek'in otopsi raporuna göre bedeninde işkence izleri olduğunu söyleyen Eren, "Kafasından ve göğsünden ateşli silahla yakın mesafeden vurularak öldürülmüş ve 29 Ocak 1995 tarihinde Kırıkkale yolu kenarında bulunmuştu. Daha önce gözaltına alındığı için emniyette parmak izi bulunmasına rağmen Ayşenur'un cansız bedeni üç hafta boyunca morgda bekletildikten sonra 'kimliği meçhul kişi' olarak Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı'na defnedilmişti" diye konuştu.
 
Eren konuşmasını Şimşek için adalet isteyerek ve Galasaray Meydanı'ndan vaz geçmeyeceklerini vurgulayarak sonlandırdı.
 
Ayşenur Şimşek'in kardeşi Erdem Şimşek ise şöyle konuştu: "Bizim ablamız, kardeşimizdi. Sıkıntısı olanın, ihtiyacı olanın ezilenlerin yanındaydı. Eczane açtı, Sağlık-Sen'in kuruluşunda yer aldı, devrimci bir sendika kurmak istiyordu. O sırada polis tarafından aranıyordu, polis babamı arayarak 'Kızınız gelsin, teslim olsun' dedi. Daha sonra kendisinden haber alamadık ve kimsesizler mezarlığında bulduk. Sömürü düzeninin önünde ablamı engel olarak görenler tarafından katledildi. Vicdanlı bir insana yaraşır onurlu bir insan oldu. Onu katledenler, emri verenler nerede? Devleti yönetenler cinayetleri aydınlatması gerekirken kayıpların aydınlatılmasına tahammül edilemez hale geldi. Yollarınız, köprüleriniz, saraylarınız insanlık suçlarınızın gölgesinde kalacak. Annelerimiz yıllardır onların hesabını soruyorlar, gerçekler elbet ortaya çıkacak."
 
Uluslararası Af Örgütü Kampanya Direktörü Milena Buyun, konuşmasına BM Herkesin Zorla Kaybetmelere Karşı Korunması Hakkında Uluslararası Sözleşmeye göre 'zorla kaybetme' teriminin tanımını okuyarak sözlerine başladı. Devletten zorla kaybedilenlerin akıbetini sormanın hak olduğunu vurgulayan Buyun, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yakınlarınızı hatırlamaya ve topluma onları hatırlatmaya hakkınız var. Af Örgütü olarak 25 Ağustos'tan beri sizin savunuculuk haklarınız, barışçıl toplanma hakkınız icin küresel bir kampanya yürütüyoruz. Dünyanın birçok köşesinden size destek var. Bu dar sokakta sıkışıp kalmış olsanız da onbinlerce kişi sizin haklı taleplerinizi duyuyor. Burada olmasalar da yanınızdalar. Biz de onlar da yanınızda olmaya devam edeceğiz."