19 Nisan 2024 Cuma

Ziya Ulusoy yazdı | 50. yıldönümünde Kızıldere

71 devrimci hareketi ve THKP-C, Türk halkının mücadele tarihinde de, Türkiye sosyalist hareketi tarihinde de, burjuvazinin devletine ve iktidarına karşı ilk silahlı devrim girişkenliği ve inisiyatifinin sahibi oldular.

50. yıldönümünde Kızıldere yol gösteriyor. Elbette deneyimlerle birlikte.

Kızıldere askeri faşizme meydan okuyan 71 devrimci hareketinin öne çıkan simgesi. 

71 devrimci hareketi, devrim ve sosyalizmi amaçlayan mücadelenin parlamenter reformizmden ve sol cunta destekçiliğinden kopuşarak gelişen yanı oldu.

Önceleyen devrimci yükseliş içindeki işçi, köylü ve öğrenci mücadelesi içinde oluştu.

Aynı zamanda yenisömürge ve sömürge ülkeleri kaplayan dünya devrimci dalgasından beslendi. Bu devrimci dalgadan etkilenmekle kalmadı. Sosyalizm ve devrim mücadelesinin zafere ulaşmış deneyimleri dahil, dünya komünist ve devrimci hareketinden ve günceldeki devrimci dalganın deneyimlerini yutarcasına öğrendi.

Bu her iki mücadele kulvarı temeli üzerinde oluştu. Ama, elbette bu mücadelenin bilinçli öncüsünü oluşturma amacını kararlılıkla uygulamaya girişti.

Mahir ve On'lar, THKP-C'yi örgütlerken, en geniş gençlik örgütü Dev-Genç'te hakimlerdi. Fakat örgütlenmeleri bununla sınırlı değildi. İşçi ve köylü hareketi içinde de örgütlenmeleri küçümsenmeyecek düzeydeydi.

71 devrimci hareketi ve THKP-C, Türk halkının mücadele tarihinde de, Türkiye sosyalist hareketi tarihinde de, burjuvazinin devletine ve iktidarına karşı ilk silahlı devrim girişkenliği ve inisiyatifinin sahibi oldular.

Tam da bu nedenle Türkiye ve Kürdistan devrimci hareketinin sonraki sürecini etkilediler. İzleyicisi onlarca örgüt, mücadele çizgilerinde farklılıklarla, 71 devrimci hareketinin başlattığı silahlı devrim amacına bağlı olarak çalışma yürüttü.

70'li yıllarda devrimci hareket yeniden kitleselleşmedeki eksikliğini gidermeye yöneldi. Bu kez yalnızca Türkiye'de değil, Kuzey Kürdistan'da da ve önceliği Kürdistan devrimine veren bölükleri dahil, kitleselleşti.

Mücadele karşıdevrimin faşist vurucu saldırıları, katliamları, sıkıyönetim ve askeri faşist darbeleriyle çatışma içinde yol almaya, gelişmeye çalıştı.

12 Eylül askeri faşizmine karşı yenilgi, 12 Mart yenilgisinden farklı olarak, tasfiyeci etkisini daha fazla gösterdi. Sosyalizmin yıkılışındaki umut kırılması bu etkiyi çok daha derin kıldı.

Bu tasfiyeci etkiye rağmen Türkiye ve Kuzey Kürdistan devrimci hareketi, devrim ve sosyalizm iddiasında kararlılığı sürdürebildiyse, en önemli etkenlerinden biri devamı olduğu 71 devrimci hareketinin denetleyici izi oldu.

Bu sürece Kürdistan devriminin uzun süreli yürüyüşü eşlik etti. Hem devrimci harekete esin ve güç kaynağı oldu hem de birleşik devrim görevini yükledi.

Kızıldere Kürdistan devrimine ve birleşik mücadeleye ilişkin olarak da yol gösterici.

Kızıldere ve 71 devrimci hareketi, kemalizmle bulaşıklığı ve sosyalşovenizmi aşa aşa gelişmişti. Kürdistan devrimini kapsama bakışına sahipken Kürt ulusunun ayrılma özgürlüğünü savunma görüşünü benimsemişti. Bu, THKP-C'de de kendisini yansıtıyordu.

Kızıldere eyleminin kendisi ise birleşik mücadelenin, siper yoldaşlığının en fedakarca simgesidir.

Gerek Mahirlerin İsrail elçisi eylemi, gerekse Kızıldere eylemi Denizlerin idamını engellemek için yapıldı. Birincisini THKP-C yalnız yaparken ikincisini THKO kadro ve yöneticileriyle birlikte yaptı. Sonrasında Kaypakkayaların Sinanları ihbar eden muhtarı cezalandırmaları da Kızıldere'nin yolunu açtığı siper yoldaşlığının devamıydı.

Önceki zamanda öğrenci hareketi gelişiyorken sanıldığının aksine var olan grup sekterliklerinin, faşizme kaşı devrimci meydan okuma sürecinde bir yana atılmasıydı, sonraki sürece ise mücadele birliği mesajıydı.

Mahirler ve On'lar, bu siper yoldaşlığını bütün duygularıyla da, bilinçleriyle de önemsediler. THKO'ya birlikte örgütlenmeyi öneren On'lardı. Denizlerin idamını önlemek için eylemler gerçekleştiren onlar oldu. Kızıldere bu siper yoldaşlığında kararlılığın da ifadesi oldu.

Bugün Mahir ve On'ları anarken, onların siper yoldaşlığındaki kararlılığını, birleşik devrimci mücadele ve Kürdistan devrimiyle birleşik devrim kararlılığında sürdürmek, amaçlarını mücadelede yaşatmanın somut görevidir.

Ayrıca, birleşik devrimin Türkiye cephesinin zayıflığını gidermek, onların kararlı devrimciliğini kitleleri devrim mevzilerine seferber etme yeteneği ve kararlılığıyla birleştirmek, amaçlarına güncelde bağlılığın gereğidir.

Kızıldere yol göstermeye devam ediyor...