14 Kasım 2025 Cuma

'Yaşamlarımızı patronların insafına değil, örgütlü mücadelemize emanet edeceğiz'

İzmir'de kadınlar, Dilovası'nda 3'ü çocuk 6 kadın işçinin katledilmesine ilişkin eylem yaptı. Yaşananın katliam olduğunu vurgulayan kadınlar, denetimsizlik, güvencesizlik ve kadın emeğinin sömürüsüne karşı ortak mücadele çağrısı yaptı.

İzmir Kadın Platformu (İKP), Dilovası'ndaki Ravive Kozmetik'te meydana gelen patlamada 3'ü 18 yaşından küçük 6 kadın işçinin hayatını kaybetmesine ilişkin Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde açıklama yaptı.

"Kaza değil katliam. Denetimsizliğe, güvencesizliğe karşı isyandayız" pankartının açıldığı eylemde, "İş kazası değil, cinayet", "Dilovası'nda öldürülen kadınların hesabı sorulacak" dövizleri taşındı. Eyleme katılan kadınlar sık sık "Kadınlar artık susmayacaklar", "Kaza değil bu bir katliam", "Bir kişi daha eksilmeyeceğiz" sloganlarını haykırdı.

'BU SİSTEM KADINLARA YA YOKSULLUK YA ÖLÜM SEÇENEĞİ SUNUYOR'
Eylemde kadınlar adına basın metnini Hatice Çoruk okudu. Katliamın patronların kar hırsı yüzünden yaşandığını, devletin de patronların çıkarlarını koruduğunu vurgulayan Çoruk, kadınların çalıştığı sektörlerde düşük ücret ve yetersiz önlemlerin olağanlaştığını belirtti. Çoruk, "Yangın çıkışlarının kapalı olduğu, denetimlerin kağıt üzerinde yapıldığı her işyeri bir sonraki cinayet mahallidir. Ve bu katliam 'aile ile iş yaşamının uyumu' gibi söylemlerle meşrulaştırılan güvencesizliğin en ağır sonucudur. Aile ile iş yaşamının uyumu dedikleri şey, ya açlık sınırında, taciz, hakaret ve mobbing altında güvencesiz çalışma ya da evde ve işyerinde bir cinayete kurban gitme ihtimalidir. Bu sistem, kadınlara sadece iki seçenek bırakmaktadır: Ya yoksulluk ya da ölüm" dedi.

'DEVLET PATRONLARA UCUZ ÇOCUK EMEĞİ SAĞLIYOR'
Yaşananların politik bir tercih olduğunu vurgulayarak İSİG Meclisi verilerine atıfla işyerlerinde yaşamını yitiren çocukları hatırlatan Çoruk, "Çocuklar doğrudan MEB'in kurguladığı MESEM'ler eliyle 'staj' adı altında sermayenin kar hırsına feda ediliyor" dedi. Yoksulluk politikası sonucu çok sayıda çocuğun işçileştirildiğine işaret eden Çoruk, "Devlet, patronlara ucuz çocuk emeği sağlar, sonra da 'kaza' der geçer" ifadelerini kullandı.

Yaşanan her iş cinayeti sonrasında devlet yetkililerinin "soruşturma başlattık" açıklamalarıyla toplumda biriken öfkeyi bastırmaya çalıştığını belirten Çoruk, "Emeği görünmez kılınan kadınlar, güvencesiz ve denetimsiz işlerde en ağır bedeli ödüyor. Dilovası'nda yitirdiğimiz 6 kadın ve çocuk, bu ülkenin dört bir yanında çalışan milyonlarca kadının ve çocuğun ortak kaderini hatırlatıyor: Bu düzen, emeğimizi sömürürken çocukların yaşamını da çalıyor" şeklinde konuştu.

'HESAP SORACAĞIZ'
Yaşanan yangının yalnızca bir fabrikanın değil, tüm sömürü düzeninin sonucu olduğunu vurgulayan Çoruk, örgütlü mücadelenin önemine vurgu yaptı. "Kadın ve çocukların yaşamını hiçe sayan bu esnek istihdam biçimleri yerine güvenceli, sendikalı, insanca çalışma koşulları sağlansın diye biz onların 'kaza' dediği cinayetlerin hesabını hep birlikte soracağız" diyen Çoruk, kadınların yaşamlarını patronların insafına değil, kendi örgütlü mücadelelerine emanet edeceğini söyledi.

Eylem, "Yaşasın kadınların örgütlü mücadelesi" sloganıyla son buldu.