16 Aralık 2025 Salı

Trans tutsak Poyraz'ın şüpheli ölümü için Hacettepe'de eylem

Hacettepe Üniversitesinde kadın ve LGBTİ+ öğrenciler, Sincan Hapishanesinde  trans tutsak Poyraz'ın şüpheli şekilde hayatını kaybetmesine karşı yaptıkları açıklamada, etkin bir soruşturma yürüterek konunun üstünün intihar olarak kapatılmaması için mücadele edeceklerini kaydetti.

Hacettepe Üniversitesinde kadın ve LGBTİ+ öğrenciler, Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde trans tutsak Poyraz'ın şüpheli şekilde hayatını kaybetmesine karşı Yemekhane Meydanında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada "Transfobik devlet yıkacağız elbet" ve "Aile yılı değil direniş yılı" sloganları atıldı.

Açıklamada Poyraz'ın ölümünün intihar denilerek üstünün kapatılmasının kabul edilemez olduğu vurgulanarak, "Aynı koğuşta kalan trans mahpusların ve kendilerini ziyaret eden avukatların aktarımlarına göre, olayın hemen öncesinde ilk kez dört trans mahpusun toplu şekilde psikiyatri sevkine çıkarıldığı; bu süreçte koğuşa Poyraz'ın yerleştirildiği; mahpuslar koğuşa döndüklerinde Poyraz'ı asılı halde buldukları; sağlık ekibinin uzun süre gelmediği; savcılık ve olay yeri incelemesinin ise ancak iki gün sonra hapishaneye geldiği ve tanık ifadelerinin alınmadığı iddia edilmektedir. Ayrıca asılmada kullanıldığı belirtilen ipin daha önce koğuşta bulunmadığı, Poyraz'ın saçlarının kazınmış olduğu ve son dönemde belirgin biçimde zayıfladığı yönündeki aktarımlar, olayın 'intihar' olarak geçiştirilmesini kabul edilemez kılmaktadır. Bu ölüm, tekil bir 'olay' değil; Türkiye'de trans ve diğer LGBTİ+ mahpusların uzun süredir maruz bırakıldığı sistematik tecrit, ayrımcı infaz yöntemleri ve sağlık hakkı ihlallerinin en ağır sonuçlarından biri olarak değerlendirilmelidir" ifadeleri yer aldı.

'HAPİSHANE REJİMİ KONTROL AYGITIDIR'
Hapishane yönetimlerinin güvenlik adı altında tutsaklara tecrit uyguladığına ve bunun LGBTİ+ tutsakların temel haklarının gasp edildiğine dikkat çekilen açıklama, şu şekilde devam etti: "Bizler şunu açıkça söylüyoruz: Cezaevi rejimi, patriyarkanın, heteronormativitenin ve kapitalist disiplin mekanizmalarının kesişiminde işleyen bir kontrol aygıtıdır. Transların bedenleri ve yaşamları, yalnızca cinsiyet normları üzerinden değil; sınıf, emek, yoksulluk, göç, etnisite ve 'kabul edilebilir yurttaşlık' ölçütleri üzerinden de sürekli denetleniyor. Bu nedenle trans mahpuslara uygulanan tecrit, sadece güvenlik politikası değildir; toplumsal cinsiyet düzenini ve makbul beden rejimini yeniden üreten yapısal bir şiddet biçimidir."

"Aile yılı" politikalarının transları katlettiğine dikkat çekilen açıklamada şu talepler sıralandı:
🔹"Poyraz'ın ölümüne ilişkin derhal bağımsız, tarafsız ve etkin bir adli soruşturma yürütülsün; olay 'intihar' varsayımıyla kapatılmasın.
🔹Olay yeri incelemesi, kamera kayıtları, sevk ve revir kayıtları, vardiya çizelgeleri, disiplin evrakları dahil tüm materyaller şeffaf biçimde güvence altına alınsın; delil karartma ihtimaline karşı sorumlu personel hakkında gerekli idari tedbirler uygulansın.
🔹Tanık mahpusların beyanları baskı ve misilleme olmaksızın alınsın; koğuşta kalan mahpuslara yöneltilen disiplin soruşturması tehditleri derhal sonlandırılsın.
🔹Trans mahpuslara yönelik tecrit/izolasyon uygulamalarına son verilsin; spor, havalandırma, sosyal faaliyet, eğitim ve ortak alan hakları eşit ve güvenli biçimde kullandırılsın. Sivil toplum örgütlerinin izleme raporları, trans/LGBTİ+ mahpusların izolasyonunun yaygın bir hak ihlali alanı olduğuna işaret etmektedir.
🔹Trans mahpusların sağlık hakkı güvence altına alınsın; hormon tedavisi ve cinsiyet uyum sürecine ilişkin hizmetlere erişim için açık, bağlayıcı ve ayrımcılık karşıtı ulusal standartlar yayımlansın.
🔹Cezaevlerinde cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim temelli ayrımcılığa karşı personel eğitimleri zorunlu hale getirilsin; izleme mekanizmaları güçlendirilsin; sivil toplumun cezaevlerine erişimi ve raporlama imkanları genişletilsin."