19 Mayıs 2024 Pazar

Özel hastaneler krizin faturasını hekimlere çıkarıyor

İzmir Tabip Odası, "Özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin durumuna" ilişkin basın toplantısı düzenledi. AKP iktidarı döneminde sağlıkta dönüşüm programı adı altında özel sağlık sektörünün teşvik edildiğine dikkat çekilen açıklamada, sağlıkta özelleştirmenin faturasının sağlık çalışanlarına çıkarılmasına tepki gösterildi.

İzmir Tabip Odası, sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi sonucu artan özel hastanelerin sağlık emekçilerinin sömürünü arttırdığına dikkat çekti.

İzmir Tabip Odası'nda düzenlenen açıklamada konuşan oda Başkanı Lütfi Çamlı, AKP iktidarı döneminde sağlıkta özelleştirmenin teşvik edildiğini vurguladı. 2002 yılında 270 olan özel hastane sayısının 2018 yılında 577'e yükseldiğine işaret eden Çamlı, tıp fakültelerinden mezun olan sağlık emekçilerine piyasalaştırılmış sağlık sisteminin dayatıldığını belirtti, "Yeni mezun hekim ve genç uzman piyasalaştırılmış sağlık sisteminin dayatmaları ile ucuz iş gücü olarak bu sektörde istihdam edilmektedirler" dedi.

Çamlı, yoğun iş yükü, uzun çalışma saatleri, iş, istihdam, gelir ve sosyal güvencesizlikle karşı karşıya olan hekimlerin stres, depresyon, tükenmişlik düzeyleri, olumsuz yaşam ve beslenme koşullarına bağlı sağlık sorunları ile karşılaşma risklerinin arttığına dikkat çekti.

'SÖZLEŞMELER TABİP ODALARININ ONAYINA SUNULMALI'
Özel hastanelerdeki sözleşmelerin patronların dayatmasıyla imzalandığını kaydeden Çamlı, sözleşmelerin tabip odalarının onayı olmadan imzalanmaması için girişimlerini sürdüklerini söyledi.

Pandemi sürecinin özel hastanelerde çalışan hekimlerin sorunlarını arttığını belirten Çamlı, hekimlerle yaptıkları anketin sonuçlarını açıkladı.

Pandeminin başlangıcında birçok özel hastanenin hasta sayılarının düşmesini bahane ederek sağlık çalışanlarını ya ücretsiz izne çıkardığını ya da düşük ücretlerle çalıştırdığını anlatan Çamlı, pandeminin ilerleyen süreçlerinde insanların kamu hastanelerine ulaşma zorluğu ve tedirginlik nedeniyle özel hastanelere yöneldiğini, bu durumun iş yükünü arttığını söyledi.

UZUN ÇALIŞMA SAATLERİ
4857 Sayılı İş Kanunu'na göre haftalık çalışma süresinin 45 saat olduğunu hatırlatan Çamlı, ankete katılanların yüzde 19'unun 55 saat, yüzde 46'sının 45 saatin üzerinde çalıştığını ifade ettiği bilgisini verdi. Çamlı, "Uzun çalışma saatleri ve yetersiz dinlenme sürelerinin yüksek hata ve kaza oranı, stres ve yorgunluk, kısa ve uzun dönemli sağlık sorunları gibi olumsuz sonuçlar doğurduğu bilinmektedir" uyarısında bulundu.

Ankete katılanların yüzde 47'sinin resmi tatillerde tam zamanlı, yüzde 21'inin ise kısmi çalıştığını söyleyen Çamlı, hekimlerin yüzde 47'sinin 1 Mayıs'ta bile çalıştığını belirtti, "SGK resmi tatil günlerinde provizyon verme uygulamasından vazgeçmelidir" çağrısında bulundu.

HEKİMLER İZİN YAPMADAN ÇALIŞIYOR
Çamlı, özel hastanelerde çalışan hekimlerin izin yapamadığını söyledi, "Ankete katılan hekimlerin yüzde 38'i son iki yıl içerisinde toplamda 10 günden az, yüzde 41'i 11-20 gün izin kullanabilmiştir. Bu kadar az izin kullanımında izinlerde gelirinin kesilmesi ve her işyeri değişiminde izin hakkının sıfırlanması önemli bir rol oynamaktadır" dedi.

Çamlı gün içerisinde çalışma sürelerine dair de çarpıcı veriler paylaştı: "Gün içinde ara vermeksizin hasta bakmaya zorlanmak, randevularda dinlenme aralarının göz önüne alınmaması özel sağlık kuruluşunun karlılığını artırırken hekimleri tüketmektedir. Ankete katılanların sadece yüzde 35'i günlük mesailerinde yemek ve dinlenme aralarının bulunduğunu belirtmişlerdir. Yüzde 39'u yemek aralarının olduğunu ama dinlenme aralarının olmadığını, yüzde 24'ü ise yemek ve dinlenme aralarının olmadığını ifade etmişlerdir. Neredeyse tuvalet ihtiyacının bile mesai dışı saatlerde giderilmesinin isteneceği bir ortam yaratılmıştır."

Özel sağlık kuruluşlarının yükümlülüklerinden kaçınmak için taşeron şirketler kurdukları bilgisini veren Çamlı, kadın sağlık emekçilerinin yaşadıkları sorunlara da dikkat çekti, "Kadın çalışanlar anne olmakla ilgili izin hakkından feragat etmektedir" diye konuştu.

ÖZEL HASTANELERDE SENDİKALAŞMA
Hekimlere yönelik özel hastanelerdeki emek sömürüsünün ücretlere de yansıdığını kaydeden Çamlı, "Hekimlerin yüzde 54'ü çalıştığı kurumdaki aylık kazancının yaşamı için yetersiz olduğunu belirtti. Döviz cinsinden kazanç değişimi sorgulandığında katılımcıların yüzde 45'i 2 kat civarında azaldığını, yüzde 27'si en az 5 kat ve üzeri azalma olduğunu, yüzde 16'sı en az 10 kat azalma olduğunu belirtmiştir. Sağlık kuruluşlarının yaşadığı finansal sorunlar ya da ekonomik krizin faturası hekimlere çıkartılamaz. Bu alanda sendikalaşmanın yaygınlaşmasının önemi bir kez daha karşımıza çıkmaktadır" dedi. 

HEKİMLER ÇALIŞMA KOŞULLARINDAN MEMNUN DEĞİL
Hekimlerin yüzde 53'ünün çalışma koşullarından memnun olmadığını aktaran Çamlı, hekimlerin yaşadığı sağlık sorunlarına da değindi.

Çamlı şöyle konuştu: "Bu sonuçlarla sağlıkta dönüşüm programının hekimlere artan emek sömürüsü, dışında bir şey sunmadığını söyleyebiliriz. Ankete katılan hekimlerin yüzde 81'i Sağlıkta Dönüşüm Programının hekimleri emek, gelir ve iş güvencesi açısından olumsuz etkilediğini ifade etmiştir. İzmir Tabip Odası olarak özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekim arkadaşlarımızın haklarına sahip çıkma ve sorunlarının çözümü için dayanışma içerisinde olacağımızı ve birlikte mücadelemizin süreceğini bir kez daha belirtiyoruz."