23 Nisan 2024 Salı

'Mezarlıklar onurumuzdur, umudumuzdur'

Diyarbakır, Van, Bingöl, Muş ve Hakkari'de asker ve polisler, çok sayıda mezara saldırdı. Yerle bir edilen, taşları kırılan mezarlıklara yönelik saldırılar, Kürt halkının hafızasını ve kültürünü yok etmeyi amaçlıyor. "Mezarlıklar bizim onurumuzdur, umudumuzdur" diyen aileler, yıllardır süren bu politikaya karşı mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.

Kürdistan'da mezarlıklara yönelik saldırıları sürüyor. Bir devlet politikası olan bu saldırılar, Kürt halkının toplumsal hafızasını ve kültürünü yok etmek amaçlı. Çünkü, mezarları yıkılan, mezar taşları kırılanlar inkar ve imha saldırısına karşı özgürlük direnişinde yer alarak, beden ödeyenlerin. 

Şehit düşen çocuklarının cansız bedenlerine ulaşmak, aileler için oldukça sancılı bir süreç. Aynı sancı cenaze töreninde hatta son yolculuğuna uğurlandıktan sonra da yaşanıyor. Devlet destekli çetelerce provake edilen ıkçı-faşist saldırılar cenaze töreninden, mezar taşlarının kırılmasına, Kürtçe isimlerin silinmesine, ailelerin çocuklarının mezarlarını sökmeye zorlanmasına kadar uzanıyor.  

Her süreci ayrı bir acı. Ancak Kürt halkı yıllardır bu zulüm karşısında direnerek mezarlarına sahip çıkıyor. Çünkü o mezarlar bir hafıza, bir kültür ve umut...

ETHA'ya konuşan aileler, mezarlıklara yönelik saldırılara son verilmesi için mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek, "Asla boyun eğmeyeceğiz" diyor. Toplumun tüm kesimlerine de direniş ve mücadele çağrısı yapıyor.

ÇELİK: MEZARLIKLAR ONURUMUZDUR, HER ŞEYİMİZDİR 
Babası İzzettin'i 25 Temmuz 1994'te kaybeden Ahmet Çelik, hala babasının mezarını arıyor. Çelik, "Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey olmamıştır bugüne kadar. Bizim tek isteğimiz cenazemizi almak" dedi. Bu saldırıların kabul edilebilir yanının olmadığını söyleyen Çelik, Kürt halkına seslenerek, şunları söyledi: "Mezarlıklar bizim onurumuzdur, namusumuzdur, her şeyimizdir. Eğer cenazelerimize sahip çıkmazsak bu kavramlardan nasıl söz edebiliriz. Halkımız bizimle olursa, her şeyi yapabiliriz."

DÖNER: KÜRT HALKINA İNŞA EDİLEN DÜŞMANLIK SÜRÜYOR
Garzan mezarlığına gömülen 267 gerillanın cenazesi 3 yıl önce buradan çıkarılıp İstanbul'a götürüldü. Üstelik ailelerine dahi haber verilmeden. Bunlardan biri olan Addülhamit Döner'in ablası Rahşan Döner, 1925'ten bu yana işgalcilerin Kürt halkının en büyük değerlerini ortadan kaldırmayı hedeflediğini kaydetti. Şeyh Said'ten, Seyit Rıza'ya kadar bu politikanın sürdüğünü dile getiren Döner, "Kürt halkına karşı inşa edilen düşmanlık sürüyor. Halen daha mezarlarımızı, ölülerimizi, doğamızı, dilimizi kabul etmiyorlar. Mezarlara saldırı ise bugüne kadar ne Müslümanlık'ta ne de başka hiçbir dinde duyulmuş görülmüş şey değildir. Kürtlerin en büyük değerleri olan şehitlerini, -o şehitler ki özgürlük ve mücadele şehitleri- ortadan kaldırmak istiyorlar. 'Seni tanımıyorum, ben senin en büyük düşmanınım, en kan emici, en azgın düşmanınım' demek istiyor" diye konuştu. 

Bugüne kadar gerek devletler arası gerekse aşiretler arası savaşlarda her zaman mezarlara, ölülere saygı gösterildiğine dikkat çeken Döner, mezarlıkların bir değer olarak görüldüğü için böyle olduğunu açıkladı. "Oysa bunlar kemiklerimizden bile korkuyorlar, çocuklarımızın kemiklerinden" diyen Döner, "Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Türklere, Kürtlere, bütün uygar toplumlara, tüm insanlığa sesleniyorum, bu barbarlığa karşı çıkın" dedi.

Kürt parti ve önderlerine ise şu çağrıyı yaptı Döner, "Bu saldırlar karşısında ulusal birliğimizi kurup güçlendirmek zorundayız. 20. yüzyılı Kürtler olarak kaybettik ama artık 21. yüzyıldayız. Bugüne kadar çok insanımızı kaybettik, ama çokça da kazanımlar elde ettik. Eğer ki 21. yüzyıl mücadelemizi ulusal birlikle de taçlandırırsak bu yüzyıl bizim yüzyılımız olur ve hiçbir düşman bizim karşımızda duramaz."

'GEL OĞLUNUN MEZARINI SÖK, YOKSA BİZ SÖKERİZ' TEHDİDİ
Türkan Acar bir buçuk ay önce babasının Bingöl Karakolundan aranarak, "Gel oğlunun mezar taşını sök, yoksa biz sökeriz" diye tehdit edildiğini aktardı. Çünkü kardeşi Zamani Çamak'ın, Kürtçe bir şiir ve kod ismiyle Karlıova'nın Ilıpınar köyündeki mezarlıkta.

ACAR: KAÇ YIL GEÇTİ UNUTMADIK VE SAHİP ÇIKTIK
"Polisler mezarlığı söktüğü takdirde mahvedeceğini bildiğimiz için" diyen Acar, bu nedenden mezarı sökmek zorunda kaldıklarını aktardı. O anın hissettiğini "Özgürlüğümüzü kazandığımızda, en güzel çiçeklerle, en güzel şiirlerle süsleriz, şimdilik böyle olsun. Bizim de günümüz gelir elbet" diye tarif eden Acar, "Onlar Şeyh Said'in, Seyid Rıza'nın da mezarını yok ettiler, mezarları yok şuan. Belki unuturuz diye yaptılar bunu, kaç yıl geçti unutmadık, unutmamakla birlikte onlara sahip çıktık, anılarını mücadelelerini yükselttik. Bugün de mezarlara saldırıyorlar, amaç aynı. Sonuçta aynı olacak. Şeyh Said'i Seyid Rıza'yı unuttuk mu ki bugün ki ölülerimizi unutalım" diye konuştu. 

Tarihte ilk olmayan bu zulüm karşısında daha da hırslanarak Kürt halkının mücadeleye devam ettiğini söyleyen Acar, şöyle devam etti: "Onlar mezarlarımıza saldırdıkça; ölülerimizin bu zulme karşı ne kadar büyük darbeler vurduğunu daha iyi anlıyoruz, öyle büyük bir darbe ki işte hala ölü de olsalar saldırıyorlar. Unutacağız sanmasınlar. Ne şehitlerimizi unuturuz, ne de bu zulmü."