20 Ekim 2025 Pazartesi

Köln'de 'Faşizm ve kadın' konulu panel düzenlendi

Köln'de düzenlenen "Faşizm ve kadın" konulu panelde, faşist parti ve yapılanmaların hangi argümanları kullanarak halktan destek aldıklarının altı çizildi, gerek kadın mücadelesinde gerekse birleşik antifaşist mücadelenin yükseltilmesinde neler yapılması gerektiği üzerinde tartışma yapıldı.

Almanya Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB), Köln kentinde "Faşizm ve kadın" konulu panel gerçekleştirdi. Naturfreundhaus'da gerçekleşen panelde, gazeteci-yazar Arzu Demir, Conscience Freedom Flotilla Coalition ile Gazze'ye giden ZORA Genç Kadın Örgütünden Anna ve SKB temsilcisi Ayşe Yumli panelist olarak yer aldı.

Son yıllarda dünya ölçeğinde artan faşist hareketlerin, özelde ise Avrupa ve Almanya'da güç kazanan sağcı, faşist parti ve yapılanmaların hangi argümanları kullanarak halktan destek aldıklarının altının çizildiği panelde, gerek kadın mücadelesinde gerekse birleşik antifaşist mücadelenin yükseltilmesinde neler yapılması gerektiği üzerinde tartışma yapıldı.

'FAŞİST PARTİLER SOL KESİMİN KULLANDIĞI SÖYLEMLERİ KULLANIYOR'
Faşist partilerin iktidara gelirken ya da oy oranlarını artırırken, sol kesimin kullandığı söylemleri kullanmaktan çekinmediği belirtildi. Böylece sadece orta sınıf burjuvazisinden değil, emekçi ve ezilen kitlelerden de destek alabildikleri söylendi. Yabancı ve göçmen düşmanlığı ile yerel halktan oy toplayan faşist örgütlenmelere, kimi göçmenlerin de oy vermesinin ardında yatan nedenlere dikkat çekildi. Özellikle 2008 dünya krizinden sonra, yeni faşist hareketlerin oluşumunda küresel emperyalizmin etkisi üzerinde duruldu. Artık tüm dünyanın bir fabrika ve pazar olduğu bir emperyalist düzende, erkek egemen kapitalist sistemin içinde bulunduğu varoluşsal krizden çıkış yolu bulmak için, yeni faşist hareketlere ihtiyaç duyduğu, artan muhalefeti ve halk isyanlarını bastırmak için daha saldırgan ve acımasız yönetim ve uygulamalara başvurduğu belirtildi. Bu faşist partilerin bazı Avrupa ve dünya ülkelerinde iktidar olmaları sağlanırken, bazılarında ise yedek güç olarak hazırda tutulduğu belirtildi.

'FAŞİZMİN YÜKSELMESİYLE KADINA, LGBTİ+'LARA YÖNELİK BASKI VE ŞİDDET DAHA ÇOK ARTIYOR'
Faşizmin yükselmesi ile birlikte, kadına yönelik baskı ve şiddetin gerek ev içinde gerekse sokakta daha çok arttığı vurgulandı. Geleneksel kadın rolünün, geleneksel ailenin, itaatkar kadının öne çıkarıldığı, kutsandığı, bunun yanında kürtajdan çalışma yaşamına kadının sosyal ve yaşamsal haklarının tırpanlandığı belirtildi. Ayrıca faşizmin geleneksel aile ve cinsiyet rollerini, kendi bekası için öne çıkarırken, LGBTİ+ bireyleri nasıl düşmanlaştırdığı, onların sadece örgütsel ya da yasal haklarına değil, yaşamsal haklarına da ciddi saldırılar yapabildiği aktarıldı. Kadın mücadelesinin her daim saldırılar altında sürdürüldüğü ancak içinden geçtiğimiz bu dönemde, eğer şimdi mücadeleyi ve birleşik hareketleri güçlendirmezsek, faşizmin kadın mücadelesini ve örgütlenmelerini yok etmek için daha fazla saldıracağı belirtildi.

ZORA'DAN ANNA: SUMUD DİRENİŞİNDE KADIN DAYANIŞMASINI EN İYİ ŞEKİLDE YAŞADIK 
Faşizm ve kadın kampanyasını 2 aydır sürdüren SKB'nin kampanya kapsamında işlediği alt başlıklardan biri de savaş ve kadındı. Bu bağlamda söz alan ZORA'dan Anna, Gazze'ye insani ve tıbbi yardım götürmek için yaptıkları yolculuk, siyonist İsrail'de geçirdiği gözaltı süreci hakkında bilgiler paylaştı. Bu süreç boyunca kadın dayanışmasını en iyi şekilde yaşadıklarını belirtti. Filodaki herkesin karşılaşabilecekleri zorluk ve işkenceleri bilerek yola çıktıklarını, Filistin halkıyla, kadın ve çocuklarla dayanışmanın, onların sesi olmanın önemini bildikleri için inançlarının tam olduğunu, bu duyguyla da geçirdikleri gözaltı süresi boyunca morallerinin çok yüksek olduğunu belirtti. Gemileri saldırıya uğradıkları andan itibaren açlık grevine girdiklerini, filodaki herkesin birbirini kolladığını ve içlerinden birkaçını farklı bir yere götürmek istediklerinde toplu olarak karşı koyarak izin vermediklerini belirtti. Şu an başlayan barış anlaşması sürecinin ve bombaların susmasının Gazze halkı için önemli olduğunu ama tehlikenin bitmediğini bu yüzden Filistin halkıyla dayanışmanın devam etmesi gerektiğini sözlerine ekledi.