Koçyiğit: Orman yangınlarının sorumlusu AKP
Orman yangınlarına ilişkin basın toplantısı düzenleyen DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, yangınlardan AKP'nin sorumlu olduğunu kaydetti. Koçyiğit, Bakan'ın "Yangınlara müdahaleyi 11 dakikaya düşürdük" sözlerine tepki göstererek, gece görüşlü helikopter olmadığı için Bursa'daki yangına zamanında müdahale edilmediğini kaydetti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Part) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis'te orman yangınlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
AKP'nin yangınları seyretmekle yetindiğini söyleyen Koçyiğit, "Cumhurbaşkanı Başdanışmanı gibi sosyal medya hesabından dua etmekle ya da olaya kayıtsız kalıp aslında hiçbir şey olmamış gibi kafasını kuma gömmekle meşgul" dedi. "Ormanlar yanıyor, insanlar yaşamını yitiriyor, börtü böcek yok oluyor. Binlerce insan tahliye adı altında yaşam alanlarından sürülüyor, başka bir yere gitmek zorunda bırakılıyor. Ülkenin milyonlarca liralık kaynağı yanıp kül oluyor" diyen Koçyiğit, AKP'nin "kader" diyerek orman yangınlarını normalleştirmeye çalıştığını belirtti.
'YANGINLARIN SORUMLUSU AKP'
"Bu yangınların sorumluluğunu sadece iklim krizine ve artan hava sıcaklığına yüklemek en büyük haksızlıklardan biridir. Bu yangınların en büyük sorumlusu önlem almayan AKP hükümetidir, önlem almayan kurumlardır ve bakanlığın bizzat kendisidir" diyen Koçyiğit, orman yangınlarında yaşamını yitiren işçileri andı. "Bu ölümleri başsağlığı dileyerek geçiştirmeyi de kabul etmiyoruz. Bunlar kader değil önlenebilecek ölümlerdir. Ama Türkiye'de ne yazık ki bunlar önlenemediği için, insan yaşamı sudan ucuz olduğu için her gün yeni ölümlerle karşı karşıya kalıyoruz" diyen Koçyiğit, yangın söndürme uçaklarının sayısının artırılması, ekipmanın yenilenmesi, elektrik nakil hatlarının ve trafoların yenilenmesi için yaptıkları çağrıya AKP'nin sessiz kalmayı tercih ettiğini ifade etti.
'6 AYDA 3181 YANGIN ÇIKTI'
İletişim Başkanlığının verilerine göre 1 Ocak- 6 Temmuz arasında 1351'i ormanlık alan ve 1830'u orman dışı alan olmak üzere toplam 3181 yangın çıktığını kaydeden Koçyiğit, "Sadece Haziran ve Temmuz 2025'te en az 650 yangın çıktı. 23-24 Temmuz arasında, yani 2 günde 10 bin hektar alan yanmış. Bu 2-3 günde yanan orman alanı en az 15 bin futbol sahasına tekabül ediyor" dedi. Orman yangınlarında sadece doğanın yok olmakla kalmayıp ekonomik olarak da zarar verdiğini ifade eden Koçyiğit, Ezine'de 4 saatlik yangın söndürme çalışmasının maliyetinin 2 milyon 796 bin lira olduğunu belirtti.
Hatay'da iki günde 1680 kişi, Bursa'da 1765 kişinin tahliye edilmek zorunda kalındığının altını çizen Koçyiğit, "Yaz başından beri on binlerce insanın kendi yaşam alanlarını, evlerini ve yurtlarını terk etmek zorunda kaldıklarını görüyoruz. Bunu hafifsemek, sıradanlaştırmak ve görmezden gelmek asla ama asla kabul edilebilir bir durum değildir" dedi.
'YANGINLARDA ÖZELLEŞTİRMENİN PAYI BÜYÜK'
Küresel ısınma ve iklim kriziyle beraber orman yangınlarının arttığına dikkat çeken Koçyiğit, "Elektriğin özelleştirilmesiyle beraber özel şirketlerin bakım onarımı bir maliyet olarak görüp kaçınması, ekipman ve insan gücü eksikliği de en temel sorunlardan. Orman Genel Müdürlüğünün 80 bin olması gereken personel sayısı bugün yarısı kadar, yani 40 bin civarında. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Yine yangın söndürme için kadro sayısı normalde 25 bin olmalıyken, sadece 12 bin personel var ve bunların çoğunun kayıtlı olmadığını görüyoruz. Maliye personel almayın diyor, kemer sıkma politikası uyguluyor. Ama bu kemer sıkma politikası şu ana kadar 14 insanın yaşamına mal oldu" dedi.
ORMAN BAKANINA TEPKİ
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın "Yangınlarda ilk müdahale süresini 11 dakikaya düşürdük" demesini eleştiren Koçyiğit, "İki gündür Bursa'da olduğu gibi, gece görüşlü helikopter olmadığı için yangına müdahale edilemediğini gördük. Gönüllülerin ve canı pahasına evini korumak isteyen insanların yangının kent merkezine ulaşmasını engellediğini, yeterli arazöz ve personel olmadığını, erken uyarı sistemlerinin işlemediğini, yerel yönetimlerle ortalama bir koordinasyonun bile sağlanmadığını, yerel yönetim ve yerel halkın sürecin paydaşı kılınmadığını gördük" dedi. Koçyiğit, Bakan'ın "En iyi yangın söndürme yolu bu yangının çıkmamasını sağlamaktır" sözlerini de eleştirdi.
'DOĞA KATLİAMI ÖNLENEBİLİR'
Çıkan yasaların sermayenin ve maden şirketlerinin lehine olduğunu kaydeden Koçyiğit, "Öngörülemeyen büyük fırtınalar, büyük yangınlar, büyük sel felaketleri; bunlar tam da içinde bulunduğumuz iklim krizinin sonuçlarını tarif ediyor. Dere yataklarının ıslah edilmesi gerektiğini, dere yataklarının imara açılmaması gerektiğini söylemiştik. İmar planlarının kentin dokusunu ve risk alanlarını gözeterek uzmanlarla birlikte yapılması gerektiğini söylemiştik. Ancak hiçbirini dikkate almadılar, almamaya da devam ediyorlar" dedi.
'AFAD KARS'TA YOK'
Kars'ın Kağızman ilçesindeki selde 8 köyün etkilendiğini, evlerin ve hayvan barınaklarının zarar gördüğünü belirten Koçyiğit, köylünün kendi yaralarını sarmak için seferber olduğunu ve AFAD'ın Kars'ta olmadığını belirtti. Kapitalizmin doğayı sömürü aracı olarak gördüğünü ifade eden Koçyiğit, "Kar peşinde koşan şirketler ve iktidarlar doğayı geri dönüşü olmayan yıkımlarla baş başa bırakıyor. DEM Parti olarak ekolojik ve demokratik paradigmamızla, insanı doğanın efendisi değil bir parçası olarak görüyoruz; ormanın, suyun, doğanın ticarileştirilmesine ve piyasalaştırılmasına karşı, büyük küresel enerji politikalarına karşı mücadele etmeyi temel bir ilke olarak benimsiyoruz" dedi.