19 Nisan 2024 Cuma

İzmir'de Ali Uygur'un akıbeti soruldu

Bu hafta '80 yılında gözaltında kaybedilen Ali Uygur'un dosyasını kamuoyuyla paylaşan İHD İzmir Şubesi, Uygur'un işkenceyle parçalanmış bedenini annesi tarafından teşhis edildiğini ancak olayla ilgilenilmediğini kaydetti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir İl Şubesi, bu hafta 1980 yılında gözaltında kaybedilen Ali Uygur'un dosyasını kamuoyuyla paylaştı. Covid-19 salgını nedeniyle online düzenlenen açıklamanın metnini İHD İzmir Şube Yöneticisi Muhammed Güneş okudu.

1 Temmuz 1980'de Adana'nın Pozantı ilçesinde trenle yolculuk yaparken Ali Uygur, Mithat Nisan, Mahir Keçeci ve Özcan Fedakar'ın gözaltına alındığını ve Adana Emniyet Müdürlüğü'ne teslim edildiğini belirten Güneş, "Ali Uygur Mersin Emniyet Müdürlüğü'nün talebi üzerine Mersin'e getirildi. Uygur'dan dokuz gün boyunca haber alınamadı. 10 Temmuz günü diğer oğlunu kanser hastalığı nedeniyle kaybeden anne Hatice Uygur, iki kızı ve Demokrat Gazetesi Muhabiri Vahap Şehitoğlu, 1. Şube Müdürü Ömer Güneş ve Yardımcısı Hanefi Avcı ile görüştü" dedi. 

'HAPİSHANEYE SEVK EDİLDİKTEN SONRA ALİ UYGUR'DAN HABER ALINAMADIR'
Annenin, oğlunun hayatından endişe ettiğini belirttiğini ama "Ali Uygur, Demirtaş mahallesinde bir operasyon sırasında 9 Temmuz'da kaçtı. Bak dosya ve tutanaklar burada mevcut ama inşallah ölmüştür. Oğlunu bana değil yanındaki gazeteciye sor" yanıtını aldığını aktaran Güneş, "Bu yanıt üzerine ailesi, ilgili devlet kurumlarına çok sayıda dilekçe verdi. Aynı tarihlerde Mersin Birinci Şube'de başka bir suç iddiasıyla gözaltında bulunan Haşim Aslan sorgu hâkimliğinde Ali Uygur adında bir devrimcinin başına sopa ile vurularak yanı başında öldürüldüğünü ve bu konuda tanıklık yapmak istediğini belirtti. Bu beyan üzerine onu Sinop Cezaevi'ne naklettiler. Ali Uygur'dan bir daha haber alınamadı" ifadelerini kullandı. 

'OLAYLA İLGİLENİLMEDİ'
Güneş, şöyle devam etti: "Demokrat gazetesi muhabiri ve Uygur ailesinin yaptığı araştırmalar sonucunda, mezar kazıcıları; fotoğrafından teşhis ettiği Ali Uygur'un cesedinin polisler tarafından getirildiğini ve defnedildiğini, ancak; gösterdikleri mezarın denizde boğulan Ali Bütün adına kayıtlı olduğunu belirlediler. 22 Ağustos günü Ali Bütün adına kayıtlı kimsesiz mezarın, hâkim huzurunda açıldı. Mezarda yatan kişinin 53 gün önce gözaltına alınan Ali Uygur'un işkenceyle parçalanmış bedeni olduğu annesi tarafından teşhis edildi ama ne yazık ki kısa bir süre sonra 12 Eylül askeri darbesi yapıldı ve olayla ilgilenilmedi hatta üzerine yeni kayıplar eklendi."