12 Aralık 2025 Cuma

İHD Ankara Şubesi, hapishanelerdeki hak ihlallerine dikkat çekti

İHD Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, paylaştığı raporla İç Anadolu hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, İç Anadolu bölge hapishaneleri 2025 Ocak-Eylül dönemi 9 aylık hak ihlalleri raporunu yayınladı. İHD Ankara Şubesi Eşbaşkanı Ömer Faruk Yazmacı, şube binasında düzenlenen basın toplantısıyla raporu kamuoyuna açıkladı.

İç Anadoludaki hapishanelerde, toplam 433 bin 543 tutuklu ve hükümlünün bulunduğunu belirten Yazmacı, "Kişinin varlığını bedensel ve psikolojik olarak sağlıklı bir bütünlük içinde devam ettirmesine dair tüm haklar cezaevlerinde kalan her birey içinde mutlak olarak geçerlidir. Ancak kapatılmanın ceza verici olmasının dışında da mahpuslar pek çok hak ihlaline uğrayarak biyolojik ve psikolojik olarak tahribata uğramakta ve yaşam hakları korunamamaktadır" dedi.

İHD'nin tespit ettiğine göre 2025 Ocak-Eylül aylarında İç Anadolu bölge hapishanelerinde en az 2 tutsağın yaşamını yitirdiğini aktaran Yazmacı, bölgede bulunan 6 hapishanede ocak ve eylül ayları içerisinde hak ihlallerine karşı 28 tutsağın açlık grevine girdiğini belirtti.

28 Nisan 2025 itibarıyla Türkiye hapishanelerinde 161'i kadın, bin 251'i erkek olmak üzere bin 412 hasta tutsak bulunduğunu aktaran Yazmacı, "Durumlarına dair yapılan tespitlere göre; ağır olarak tarif edebileceğimiz 335 mahpus bulunmaktadır. Bunlardan 230'u tek başına yaşamını devam ettiremiyor ve 105'inin de desteğe ihtiyacı bulunmakta, 188 mahpusun ise hastalıkları nedeniyle sürekli olarak kontrol edilmesi gerekmektedir. 515 mahpusun hastalıkları belirtilmesine rağmen değerlendirme için gereken detaylar olmadığından ve 2 mahpusun da ne gibi hastalıkları olduğuna dair bilgi edinilemediğinden 517 mahpusun durumlarının ağır olup olmadığına dair değerlendirme yapılamamıştır" dedi.

'İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELEYE DAİR BİLGİLER PAYLAŞILMIYOR'
İç Anadolu bölgesi hapishanelerinde çok sayıda işkence ve kötü muamelenin de meydana geldiğini belirten Yazmacı, "Adalet Bakanlığı'nın bu konudaki verileri paylaşmaması, hapishanelerle haberleşmenin sürekli olarak engellenmesi, haberleşmenin sıkı bir biçimde denetlenmesi, özellikle taşra hapishanelerinden haber alma konusunda yaşanan güçlükler, adli mahpusların yaşadıklarını basına, yetkili makamlara ve insan hakları örgütlerine iletmemesi nedeniyle işkence ve kötü muameleye maruz kalan mahpus sayısı net olarak ortaya belirlenemiyor" dedi.

"Çeşitli hapishanelerde mahpuslar, infaz biçimleri uygun olmamasına rağmen tek kişilik yerde  tutulmaktadırlar. Farklı siyasi görüşteki mahpusların koğuşlarının aynı koridora alınarak güvenlik problemi meydana getirilmektedir. Mahpuslar darp, tehdit, hakaret, işkence ve kötü muameleye maruz bırakılmaktadır" diyen Yazmacı, işkenceci gardiyanlar hakkında herhangi bir işlem yapılmadığına dikkat çekti.

'KEYFİ GEREKÇELERLE DİSİPLİN CEZASI VERİLİYOR'
Tutsaklara keyfi gerekçelerle çok sayıda disiplin cezası verildiğine işaret eden Yazmacı, "Bu disiplin soruşturmaları neticesinde mahpuslara haberleşme hakkı cezaları, hücre cezaları verilebilmektedir. Ancak daha önemlisi bu soruşturma ve cezalar bahane edilerek infazları yakılmaktadır. Ağır hasta olan ve cezalarının son yılında olan mahpuslar, iyi hali olan mahpuslar dahi tahliye edilmemektedirler. Disiplin soruşturmaları ve cezalar nedeniyle iyi halden denetimli serbestlik hakkı zaten mahpuslara kullandırılmamaktadır" ifadelerini kullandı.

'GÖRÜŞMELERİN SÜRESİ KISITLANIYOR'
Tutsakların yaşadıkları sorunların çözümü için idare ve savcılıkla görüşme taleplerinin reddedildiğini ve aile görüşlerine kısıtlama yapıldığını vurgulayan Yazmacı, "1,5 saat olması gereken görüşmeler 40-45 dakika yaptırılmaktadır. Mahpusların ailelerin uzak şehirlerden gelmesi nedeniyle erken olan görüş saatlerinin değişim talepleri kabul edilmiyor. Mektuplar genelde geç teslim ediliyor ya da gönderilmiyor. Kürtçe mektuplar gönderilmiyor. Aynı zarf içinde iki kişiye mektup yazılmasına izin verilmiyor. Hapishanelerdeki hak ihlallerini aktaran mektuplar gönderilmiyor. Sosyal faaliyetler (spor, sohbet, kurs, atölye) kimi yerlerde tamamen durdurulmuş kimi yerlerde de kısıtlanmıştır. Çok nadir spora çıkarılan yerlerde de mahpuslar aynı koğuştakiler çıkabiliyor. Yeni Yaşam, Evrensel, Birgün vb. gazeteler ve dergiler mahpuslara verilmiyor. Mahpuslara, dergi abonelikleri yapılmıyor" dedi.

'SEVK VE SÜRGÜNLER SIRASINDA ÇOK SAYIDA HAK İHLALİ YAŞANIYOR'
Sevk ve sürgünler sırasında çok sayıda hak ihlali yaşandığını dile getiren Yazmacı, "Sevkler öncesi kısa sürede mahpusların bilgilendirilmesi, kimi durumlarda hiç haber verilmeden başka gerekçelerle koğuş ve hücrelerden çıkarılarak gerçekleştirilmesi önemli bir sorundur. Sevk edildikleri halde eşyaları verilmeyen, eşyalarının bir kısmı eski hapishanede bırakılan çok sayıda mahpus bulunmaktadır. Sevk edilen mahpuslar hapishanelere girişlerde çıplak arama uygulamasına maruz bırakılmakta, kabul etmeyen mahpuslar darp ve şiddete maruz kalmaktadırlar. Bu sevklere hasta mahpuslar da maruz kalmakta ve tedavileri önemli ölçüde aksamaktadır. Sevklerin genellikle mahpusların ailelerinden oldukça uzak yerlere gerçekleştirilmesi de başka bir ihlal alanıdır. Ekonomik durum bakımından aileler için ciddi sorunlar yarattığı ve aile ile iletişimin tamamen koparıldığı gözlemlerimiz arasındadır" şeklinde konuştu.