19 Nisan 2024 Cuma

ESP Eş Genel Başkanları: Yaşamak için greve, 1 Mayıs'a

Yaşamı tehdit eden en büyük salgının kapitalizm olduğunu ve insanlığı bu felaketten işçi sınıfının kurtarabileceğini vurgulayan ESP Eş Genel Başkanları Gümüştaş ve Tümüklü, "2020 1 Mayıs'ına kapitalizme karşı öfkenin mayalandığı dünyalılık bilinci ve 'başka türlü bir şey' arayışının yön verdiği hareketlerle yürüyoruz" dedi.  Gümüştaş ve Tümüklü, "Biz 'Yaşamak için yaşam grevi' diyoruz. Bugün yaşam grevini örgütlemek 1 Mayıs için daha fazla yan yana gelmekten geçiyor" çağrısı yaptı.

Dünyayı saran koronavirüs salgını, can almaya devam ediyor. İşçiler, bir taraftan salgına karşı, diğer taraftan ise sermayenin hak gaspları ile kendilerine dayatılan kölelik düzenine karşı yaşam ve özgürlük mücadelesi veriyor.

İşçi sınıfı, kapitalist sistemin sonucu olan salgın ve salgında ölümle açlık arasında yaşam seçeneğinin dayatıldığı günlerde bayramı olan 1 Mayıs'ı karşılamaya hazırlanıyor.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), ücretli izin hakkının gasp edildiği, sefalet ücreti ve işsizlikle ölüm arasında seçimin dayatıldığı koşullarda, işçi ve emekçileri "Yaşam grevine, direnişe, boykota" çağırıyor. 

ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, "2020 1 Mayıs'ına kapitalizme karşı öfkenin mayalandığı dünyalılık bilinci ve 'başka türlü bir şey' arayışının yön verdiği hareketlerle yürüyoruz" dedi. 

ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü ise AKP-MHP faşist iktidarının pandemi koşullarını kapitalist sistemi korumak, burjuvaziye hizmet için fırsata çevirmeye çalıştığını belirtti.

ETHA'ya konuşan Gümüştaş ve Tümüklü, bu 1 Mayıs'ın, sınıf mücadelesinin hayat mücadelesiyle kesiştiği bir ana denk geldiğine dikkat çekti, herkesi "Yaşamak için yaşam grevine" çağırdı.

ESP Eş Genel Başkanları Gümüştaş ve Tümüklü'nün sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: 

'İNSANLIĞI BU FELAKETTEN İŞÇİ SINIFI KURTARABİLİR'

Bu yıl 1 Mayıs'a küresel salgın koşulları altında gidiyoruz. Dünyanın pandemi tablosunu nasıl görüyorsunuz? 

Gümüştaş: 2019 yılına damgasını vuran dünya halklarının antikapitalist isyan dalgası kapitalizmin varoluşsal krizini ilan etmişti. Kriz şimdi pandemi ile birleşerek bütün dünyayı sarıyor. Ekonomik ve toplumsal yıkım derinleşiyor ve bütün olgular emperyalist kapitalist sistemin iflasına işaret ediyor. Tüm dünyada bir halk sağlığı ve güvenliği sorunu olarak yaşanan pandemi, kapitalist sistemin insanlığa hiçbir şey vaat edemediğini en sarsıcı biçimde ilan ediyor. Bütün karantina çağrılarına, genel sağlık uyarılarına rağmen çarklar sermayenin kârı için ve işçilerin canı, toplumun güvenlik riski pahasına dönmeye devam ediyor. İşçi sınıfı ve ezilenlerin emeği, kanı-canı ile beslenen bu sömürü sistemi, 'aynı gemideyiz' yalanı ile halk sağlığı ve güvenliği riskini gölgelemeye çalışıyor. Pandemi daha açık biçimde gösteriyor ki, yaşamı tehdit eden en büyük salgın kapitalizmdir ve insanlığı bu felaketten işçi sınıfı kurtarabilir. Covid-19 pandemisi ölüm-kalım paniğindeki büyük insanlığa ekolojik yıkımı, iklim krizini, bunun yol açtığı salgınları gösteriyor. Dünya halkları sermayeye, tekellere, savaşa ayrılan bütçeleri parasız sağlığa, toplumsal ihtiyaçlara istiyor. Ekolojik yıkımdan kurtuluş yolu arıyor. Bir maskeye, oksijen tüpüne çözüm bulamayan iktidarlara karşı dayanışma ve kolektivizmin yürürlükte olduğu ağlarla birleşiyor. 2020 1 Mayıs'ına kapitalizme karşı öfkenin mayalandığı dünyalılık bilinci ve 'başka türlü bir şey' arayışının yön verdiği hareketlerle yürüyoruz. 

'İKTİDAR KENDİ ZEMİNİNİ KORUYAN FIRSATÇILIK PEŞİNDE'

AKP iktidarı salgını fırsata çevirmeye çalışıyor. İktidarın uygulamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tümüklü: AKP-MHP faşist iktidarı pandemi koşullarını kapitalist sistemi korumak, burjuvaziye hizmet için fırsata çevirmeye çalışıyor. Fırsatçılık iki eksene dayanıyor. Birincisi sermayenin krizini atlatmak ve mümkünse büyümesini sağlamak, ikincisi de faşist şeflik rejiminin dayanaklarının sürdürülmesi, güçlendirilmesi ve toplumsal ayaklarının geliştirilmesini amaçlıyor. Çin gibi ülkelerin pazarlarının daralmasıyla birlikte bu süreci yeni pazarların kapılması için hazırlık ve geçiş süreci olarak görüyor. Diğer yandan işçilerin iş güvencesi, kıdem ve ihbar hakkını ortadan kaldıran, işten atmaları kolaylaştıran yasalar çıkararak, onlarca yıldır işçi sınıfının mücadelesi sonucunda elde edilen kazanımları gasp ediyorlar. Faşist rejim, binlerce siyasi tutsağı hapishanelerde ölüme terk ederken, hırsızı, katili, mafyayı serbest bırakan infaz yasasıyla da kendi çeteci eğilimine uygun olarak mafyatik ilişkilerini güvenceye alan bir fırsatçılık da yapıyor. Sermaye birikim sürecinin bir aracı olarak gördüğü doğa yağmasını her koşulda sürdürüyor. Kanal İstanbul projesinin ihalesini yapılıyor, Salda gölünün yok edilmesi projesi sürüyor, Kaz dağlarında maden saha ihalesi devam ediyor. Pandeminin yarattığı sessizliği Bakur Kürdistan'ında kayyım saldırıları, Başur Kürdistan'da sömürgeci saldırganlıkla Kürt düşmanlığını sürdüren faşist devlet fırsatçılığı ve savaş politikası ile karşı karşıyayız. Gözaltı saldırısı, sosyal medya sınırlandırmaları biçimindeki faşist yasakçılık sokaklardaki mücadeleyi engellemek ve tasfiye adına işletiliyor. Herhangi bir şekilde toplumsal dayanışma örgütlenmesine izin vermeyen, emekçilerin vergileri, işsizlik fonlarının birikimlerini vefa hareketini rant kaynağına çeviren ve kendi toplumsal zeminini koruyan bir fırsatçılık da var.

İktidarın işçiler ve yoksullara verecek hiçbir şeyi, sunacak hiçbir güvencesi yok. Bu kadar vergi, haraç, işsizlik fonları, cemaat operasyonlarıyla sağlanan el koymalar, doğanın madenlerle-barajlarla vb. yağmalanmasına rağmen kasada faturaları ödeyecek paraları, uluslararası sermayeye geçirecek sözleri yok. Onun için sağa sola IBAN veriyorlar. Bir yandan milyonlarca emekçinin yaşamları pahasına onları işsizlik ve açlıkla tehdit ederek çarkları çalıştırıyorlar. 

'PANDEMİ KOŞULLARINI DA GÖZETEREK YANIT ÜRETMEK ZORUNDAYIZ'

Bu tablo içerisinde "Yaşam grevi" çağrısı yapıyorsunuz? Bunu biraz açar mısınız?

Tümüklü: Yaşam grevi ile öncelikle ücretli izin hakkı ve işten çıkarmaların yasaklanması için greve çağırıyoruz. Bu en acil, toplum sağlığı için de en belirleyici görevdir. Bu grevi başta sendikalar, emekçi sol-sosyalist mücadele kesimleriyle birlikte örgütlemeye çalışıyoruz. Grevi bu koşullarda zorluğu her yanıyla kendisini gösteriyor. Bunun farkındayız. Ancak zaten bu faşist şeflik düzeninde bugüne kadar ne kolay oldu ki. O nedenle bu grevin yaratılması için organize sanayi bölgelerinde, atölyelerde, zorunlu çalışma alanlarında grevi örgütlemeye, üretim alanları dışında boykotu yaratmaya, birleşik direnişi inşa etmeye çalışıyoruz.

Faşist şeflik rejimi ve onun sermaye düzeni kendi rolüne uygun davranıyor. Süreci fırsata çevirerek sermayesini kurtarmaya, faşist şeflik rejimini sürdürmeye, sömürgeci siyasetine devam ediyor. Esas soru şu; biz kendi rolümüzü oynayabiliyor, ona uygun davranabiliyor muyuz? Evde kal çağrısı yapan egemenler milyonlarca emekçiyi topluca ölüme gönderirken, onların temsilcileri evde mi kalacak? Sokakları, emekçi semtleri, işçi havzalarını yaşanan faşist fırsatçılığa ve mutlak sessizliğe mi terk edecek? Bu egemen siyasete ve burjuva düzenine teslim olmak demektir. Hayır, buna pandemi koşullarını da gözeterek yanıt üretmek zorundayız. Bu her şeyden önce kendi gerçeğimize, kendi sınırlarımıza saldırmaktan geçiyor. Aynı zamanda faşizme ve onun sermaye düzenine karşı saldırıya geçmekten geçiyor. Sermayenin örgütlenmesi krize mi girecek girsin, faşist devlet zor durumda mı kalacak kalsın, bu kapitalist düzen kökünden çatırdayacak mı çatırdasın. Zaten bu düzen ölüm kusuyor, dünyayı yok oluşa sürüklüyor, o zaman onun ölümü için mücadele etmek, bu mücadelede birleşmek şarttır. 

'1 MAYIS'IN KIZIL BAYRAĞINI ANTİFAŞİST BARİKATIN GÖNDERİNE ÇEKELİM'

Bu koşullar altında 1 Mayıs'ın anlamı, çağrısı ne olacak?

Gümüştaş: Pandemi koşullarında da devlet ve faşizm aynı biçimde işliyor, işçiler ve yoksullar aynı biçimde ölüyor ya da daha da çıkışsızlaşıyor. Koronavirüse karşı mücadele yüksek bir dünyalılık bilinci ve sosyalizm gayesi ile yürütüldüğü kadar, faşist şeflik rejimine karşı politik özgürlüğü büyütme mücadelesi ile bütünlenmelidir. Pandemi koşullarında karşılamakta olduğumuz 1 Mayıs'ın çağrısı budur. Faşist rejime karşı fabrikalarda, sanayi bölgelerinde, sokakta, mahallelerde birleşip kutlamalar yapalım, 1 Mayıs'ın kızıl bayrağını antifaşist barikatın gönderine çekelim. Duvarları sloganlarımızla, geçitleri pankartlarımızla doldurup, ses çıkarmanın her biçimini yaşam için yükselecek bir orkestraya çevirelim. Biz "Yaşamak için yaşam grevi" diyoruz. 1 Mayıs'ta; salgın karşısında savunmasız bırakılan işçileri, siperlik ve maske bile bulamayan sağlık emekçilerini, sağlık güvencesinden yoksun biçimde eve kapatılan, açlığa mahkum edilen halkı, evde erkek şiddetine teslim edilen kadınları, gençleri yaşamak için greve, boykota, direnişe çağırıyoruz. 

1 Mayıs aynı zamanda eksiksiz bir dünyalılık duruşuna çağrıdır. Büyük insanlığın yeni yaşam arayışı, kapitalizm ve hükümetlere karşı isyanı, kendi çözümünü bulmak için yarattığı dayanışma yeni bir enternasyonal bilinç örgütlüyor. 1 Mayıs bu bilinci yükseltmeli, her evden, her sokaktan, işyerlerinin önünden, her eylem ve kutlamadan kızıl bayraklar ve enternasyonal marşlar yükselmeli. Devrimci sosyalistler kurtuluş yolu arayan milyonlarca insanın aklına-yüreğine 'dünyayı sosyalizm kurtaracak' sloganını haykırmalı 1 Mayıs'ta.

Tümüklü: Bugün yaşam grevini örgütlemek 1 Mayıs için daha fazla yan yana gelmekten geçiyor. Bu 1 Mayıs, sınıf mücadelenin hayat mücadelesiyle kesiştiği bir ana denk düşüyor. Kapitalizm her yanıyla çürümüş bir düzen olarak pandemi yarattı ve yetmiyormuş gibi dünyayı yok oluşa sürüklemeye devam ediyor. Bu nedenle bir an önce sosyalizmi yaratacak mücadele araç ve biçimlerini geliştirmek zorundayız. Yoksa dünya yok olacak.

Tabi ki bitirirken; işçi sınıfı ve ezilenlerin, dünya halklarının birli mücadele, dayanışma günü 1 Mayıs'ı kutluyoruz. Emekçi sol harekete, öncü işçiler ve sınıf sendikacılığı yapan sendikal örgütlenmelere, kadınlara, gençlere birleşik eylem çağrımızı sizin aracılığınızla yineliyoruz.