7 Kasım 2025 Cuma

Doğan: Artık Abdullah Öcalan'ı dinleme zamanıdır

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Meclis'te kurulan komisyonun Abdullah Öcalan'ı dinlemesi gerektiğini vurguladı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, gündeme ilişkin partisinin Ankara'da bulunan genel merkezinde değerlendirmelerde bulundu.

Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın yaptığı çağrıya ve PKK'nin Türkiye'den çekilme kararına işaret eden Doğan, bu adımların üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen henüz yasal bir adımın atılmamasına tepki gösterdi.Doğan, "Şimdi geçenlerde tüm bunlar oluyor ancak yaprak kımıldamıyor dedik. Aksini ancak somut bir eylemle, adımla gösterebiliriz. Oysa ne oluyor? Hukuksal altyapıya ilişkin çalışmalar nelerdir? Kamuoyu bilmiyor. Bizler bilmiyoruz. Komisyon toplanamadı" dedi.

'TÜRKİYE'NİN CESUR ADIMLARA İHTİYACI VAR'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın komisyonun herkesi dinlemesi gerektiğine dair söylemlerine dikkat çeken Doğan, "Peki, komisyon neden hala herkesin konuştuğu, herkesin bahsettiği, bu kadar önemli gelişmelerin yaşandığı bu gündemi değerlendirmiyor ve bu gündemle toplanmıyor, diye soruyoruz. Bunda bu kadar ısrar etmemizin nedeni şu; sayın Öcalan yalnızca PKK'nin kurucu önderi değil. Etkili bir liderlik gücünden bahsediyoruz. Sınırlı koşullarda, sınırlı imkanlarla devasa bir sorunu eşit bir kardeşlik hukuku temelinde, silahları tümden ve kalıcı bir biçimde devre dışı bırakarak, stratejik bir değişim ve dönüşümle bir süreç yürütmeye çalışıyor. Şimdi asıl aktörü, ana muhatabı duymadan, görüşleri komisyona ulaşmadan, doğrudan iletişim olanakları sağlanmadan patinaj yapmaya devam mı edilecek? Yoksa sürecin ivme kazanması için cesur adımlar mı atılacak? Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu şey çok açık: siyasetin cesur davranması ve cesur adımlar atması" diye kaydetti.

'ABDULLAH ÖCALAN'I DİNLEME ZAMANI'
Doğan, "Meclis Komisyonu'nun, toplumun çeşitli kesimlerinin tartıştığı bu konuyu artık gündeme almasını öneriyoruz. İktidar Partisi; bu konudaki tutumunu herhangi bir tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde net bir biçimde ifade etmeli. Aksi başka tartışmalara neden oluyor. Siyasi irade burada cesur davranmaya dönük gayretini göstermeli. Duyulmak istenen ses ve ihtiyaç duyulan ses de tam olarak bu. Yani şimdi artık sayın Abdullah Öcalan'ı dinleme zamanı. Silahların devre dışı bırakılması, bunun kalıcı hale gelmesi için bunun yapılması lazım" dedi.

Ayşegül Doğan, komisyonun İmralı'yı ziyaret etmesini umduklarını ve Abdullah Öcalan'ın tutulduğu koşulların da değiştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

'BU BİR İNTİKAM DAVASI'
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili verdiği ve diğer siyasetçiler için de emsal oluşturan ihlal kararına işaret eden Doğan, "Bu bir intikam davası dedik. Bunun hukukla yargıyla izah edilebilecek herhangi bir tarafı yok dedik. Burada suç yok, makul şüphe yok. Hiçbir şey yok. Olmayan bir şey ne olabilir? Siyasi bir rövanş olabilir. Neticede bugün geldiğimiz noktada hem iç hukuk, hem dış hukuk, hem toplumsal kanaat neyi gösteriyor? Bizim söylediğimizin adeta bir teyidi çıktı ortaya" diye konuştu.

'TAHLİYELER İÇİN NE BEKLENİYOR'
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un AİHM kararı sonrasında sarf ettiği sözlere işaret eden Doğan, "Bunu söylediği andan bu ana saatler, günler geçti. Tahliyeler için daha ne bekleniyor? Niye tahliye edilmiyor onlarca yıldır haksız, hukuksuz bir biçimde hapsedilenler? Siyasi bir davadan bahsediyoruz. Bu konuda siyasetçiler de o dönem tam karşısında yer alanlar da görüşlerini açıkladılar. Yani siyaseten de verilmesi gereken talimat verildi. Açık söyleyeceğiz, bunu gizlemeyeceğiz. Ne yazık ki bu ülkede yargı siyasi talimatlarla işliyor. Bugüne kadar böyle oldu. Bunca saat, bunca gün bir mahkeme kararının tebliği nasıl ulaşamıyor buraya" dedi.

'ADALET TESİS EDİLMELİ'
Doğan, "Beklenen tek şey adaletin tesis edilmesi. Buna dair umudun büyütülmesi ve demokratik siyasete yapılan darbelerle yüzleşme. İşte bu yüzleşmeyi adaletle sağlayabiliriz. Kaybedilen bu zamanı nasıl onarabiliriz? Hukukun gereğini yerine getirerek. Türkiye'nin normalleşmesi ve toplumsal barışın tesisi de bu hukuka uymaktan geçer. Artık vicdanda bu davanın bir hükmünün kalmadığını, zaten olmadığını hep söyleye gelmiştik" diye kaydetti.