17 Mayıs 2024 Cuma

Çocuk istismarı davasını takip etmeyen bakanlık çalışanlarına suç duyurusu

Van'da 38 günlük bebeğin cinsel istismara uğraması ve ardından katledilmesine ilişkin açılan davaya müdahillik talebi kabul edilmesine rağmen yargılamayı takip etmeyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü yetkilileri hakkında mahkeme suç duyurusunda bulundu.
Van'da 38 günlük bebeğin cinsel istismara uğradıktan sonra öldürülmesine ilişkin açılan davada aralarında anne Pınar Tatar'ın da bulunduğu 3 kişiye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veren Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi emsal bir karar imza attı. Mahkeme, davaya katılma talebi kabul edilen ancak yargılamayı takip etmeyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu. 
 
26 Ocak 2017 tarihinde adı konmayan ve kimliği bile çıkarılmayan 38 günlük bebek yaralı halde getirildiği Özel Lokman Hekim Hastanesi'nde yaşamını yitirmişti. Yapılan otopside bebeğin kafasına sert çisimle ve kemik kırığı oluşacak şekilde vurularak öldürüldüğü, yaralanmasından bir kaç saat önce de cinsel saldırıya uğradığı saptanmıştı. Bebeğin annesi Pınar Tatar, Ferdi Arat ve Yılmaz Güzel tutuklanmıştı. 
 
Açılan davada anne Tatar ve Ferdi Arat ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilirken, çifte yardım eden Yılmaz Güzel ise 15 yıl hapse mahkum edilmişti. Arat'a ayrıca bebeğe yönelik istismardan 15 yıl ceza verilmişti.
 
YARGILAMAYI TAKİP ETMEYEN GÖREVLİLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
 
Hürriyet'in haberine göre, Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na "suçtan zarar gören" sıfatıyla davetiye çıkarıldığı, bakanlığın talebi üzerine davaya katılma kararı verildiği belirtildi. Buna rağmen yargılamayı takip etmeyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Van İl Müdürlüğü'ndeki görevliler hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Kararda, "Eylemin mahiyeti ve toplumda yaratacağı infial nazara alındığında görevlilerin yargılamayı takip etmemesi nedeniyle" şikayetçi olundu. Doğum izniyle salıverildikten sonra anne Tatar'ı, çocuğun öldürüldüğü güne kadarki sürede izleme, gözetleme, bebeği korumakla yükümlü kamu görevlilerinin bulunup bulunmadığının sorulmasına, görevini ihmal eden varsa şikayetçi olunmasına karar verildi. Yedi baronun davaya müdahil olması, insan hakları yönünden örnek oluşturacak bir açıklamaya dayandırıldı. 
 
Kararda şu ifadeler yer aldı: "Sanıkların eylemlerini kırk gününü doldurmayan çocuğa karşı canavarca hisle ve altsoya yönelik işledikleri, maktulun bebek olması, öldürmenin yanı sıra çocuğun cinsel istismarı eylemine maruz kaldığı, failler arasında annenin de bulunduğu, bu nedenle çocukların korunmasına yönelik ulusal ve uluslararası mevzuatla birlikte Avukatlık Kanunu'nun 76 ve 95. maddeleri nazara alınarak en temel insan haklarından olan hayat hakkı ve vücut bütünlüğün korunması değerleri saldırıya uğrayan maktul bebeğin haklarının korunması yönünde (zikredilen kanun maddelerinde insan haklarını savunmak, korumak ve işlerliğini sağlamak bağlamında) başvuruda bulunan baroların suçtan zarar gören olarak kabul edilmeleri gerektiği anlaşıldığından katılan sıfatıyla davaya kabullerine karar verilmiştir."