29 Mart 2024 Cuma

ÇEVİRİ | Amerika işçi hareketinin atan kalbi Labor Notes'daydı

Geçtiğimiz hafta sonu, Labor Notes konferansı için Chicago yakınlarında 4 bin militan işçi toplandı. Amazon ve Starbucks işçileri, öğretmenler, Teamsterlar¹, Bernie Sanders: Labor Notes², işçi ve solcuların yükselen dalgasını tek bir çatı altında toplayan bir mozaik.

18 Haziran Cumartesi günü gece yarısı dolaylarında, Rosemont, Illinois'deki Hyatt Regency O'hare'in lobisinde bir müzik çalmaya başladı. Otelin ana girişine yakın bir piyanoda oturan, Birleşik Taşıma Sendikası (ATU) Yerel 689 üyesi Otis Price'dı. Klasikleşmiş şarkılar arasında Price, 2019'da Washington DC'deki Cinder Bed Otobüs Garajında kendisi ve 120 işçi greve başladığında yazdığı bir şarkıyı çaldı. "Lean on me" özellikle piyanonun etrafında toplanmaya başlayan militan sendikacılar arasında popüler gibi gözüküyordu.

Price, bulaşıcı bir etkiye sahip ve akılda kalıcı bir grev marşı olan "Paramla Oynama"yı çalarken, yoldan geçenler durup spontane kutlamaya katılıyorlardı. John Deere grevcileri, General Motors grevcileri ve Chicago Öğretmenler Birliği (CTU) üyeleri Price'ın nakaratını avazları çıktığı kadar bağırarak söylüyordu. Bir noktada, Bessemer, Alabama'dan bir Amazon işçisi, müziğin üstüne freestyle yaptı. Daha sonra, Staten Island'dan Amazon İşçi Sendikası (ALU) üyeleri de alana uğradı ve ALU Başkanı Chris Smalls, Price'ın şarkısına senkrone bir slogan başlattı ("Bu saçmalığı kim bitiriyor?/ Biz bitiriyoruz/ Bu şehri kim yönetiyor?/ Biz yönetiyoruz").

Bu, sadece bu yılki Labor Notes konferansında gerçekleşebilecek bir sahneydi.

Amazon veya Starbucks gibi şirketlerde yeni sendikalar oluşturan işçiler için bu konferansın bir yuva olacağının hiçbir garantisi yoktu. Ancak bu tür insanların Chicago'nun O'Hare Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki bir otel kompleksine böyle büyük bir sayıda gelmesi, Labor Notes'un kurduğu ilişkilerin bir kanıtı. Ayrıca 1979'da kuruluşunu takip eden, sendikalaşmış işgücünün sert ve tavizlerle dolu düşüşünü kapsayan on yıllar boyunca tabandan yürütülen, militan ve demokratik bir sendikacılık vizyonunu eğip bükmeye hiç de istekli olmadığının bir göstergesi. İşçi hareketine yeni katılanların ve on yıllardır içinde bulunanların çoğu için, geçen hafta sonu olunması gereken daha önemli bir yer yoktu.

İŞ BAŞINDAYKEN GÜÇLENMEK
Labor Notes, tabandan gelen militan işçiler tarafından oluşturulmuştur. Kısmen bir yayıncılık, kısmen de bir örgütlenme projesidir. Sloganlarında da dendiği gibi Labor Notes, "işçi hareketine hareketliliği (dinamizmi) yeniden getirmek isteyen sendika aktivistlerinin sesi". İşçileri ilgilendiren mücadelelere ağırlık vererek hem basılı hem de çevrimiçi makalelerin yanı sıra kitap ve broşürler yayınlamaktalar.

Amaç, işçilerin işyerinde güç kazanma becerilerini geliştirmek: Örneğin, şikayet yönetiminin işçiler arasında sendikal gücü inşa etmek için nasıl işlevsel bir araç haline dönüştürülebileceğine dair pratik tavsiyeler sunan Labor Notes'un uzun süredir devam eden "Steward's Corner" köşesine bakılabilir.

Yayın, işçi hareketinin militan, demokratik kanadını daha iyi bir şekilde bir araya getirmek umuduyla -sendikalaşmak, grev yapmak, sendikalarında reform yapmak için mücadelelere öncülük eden- sıradan işçilerle örgütlenmeyi, bağlantı ve ilişkiler kurmayı hedefliyor.

Emek tarihçisi Nelson Lichtenstein Labor Notes hakkındaki bir yazısında, "Çağdaş sendikal öncülüğü eleştirirken asıl görevini; patronla düzenli olarak savaşabilecek etkili taban sendikaları oluşturmak olan bir işçi aktivistler tabakasını eğitmek, birleştirmek ve canlandırmak olarak gören bir yayına" ihtiyaç olduğunu yazmıştı. Projenin kurucularından biri olan ve yakın zamanda vefat eden Mike Parker, kendisinin ve yoldaşlarının, eğer sosyalistlerin herhangi bir etkisi olacaksa "içinde yüzmek için bir göl" yaratmaları gerektiğini hissettiklerinden bahsetmişti.

Bu amaç doğrultusunda örgütçülük eğitimlerine ek olarak Labor Notes, iki yılda bir düzenlenen bir konferansa ev sahipliği yapıyor (ancak pandemi yüzünden konferans 2018'den bu yana ilk kez bu yıl gerçekleşti). Son konferansın, o zamanlarda "kırmızı eyalet isyanı" grevlerine katılan öğretmenler ve kısa bir süre sonra devam edecek olan diğer grevlere katılacaklar ile dolu kendine has umut verici bir hissiyatı olsa da, bu hafta sonu gerçekleşen konferansla birlikte bu enerji en üst düzeye çıktı.

En göze çarpan değişiklik bu yılki toplantının büyüklüğüydü. Görevliler, otelin kapasitesinin üst sınırı olan dört bin kişiyle kayıtları kapattı ve katılımcıların yaş ortalaması, son konferanstan bu yana en çok Starbucks ve Amazon'da- emek örgütlenmesine artan ilginin bir yansıması olarak on belki yirmi yaş kadar düşmüş gibi görünüyordu.

Bu iki şirketle ilgili olarak, şirketlerin önde gelen işçi örgütlerinin konferansta büyük sayılarla yerlerini aldığını belirtmek gerek. Şu anda Amerika Birleşik Devletleri'nde 164 sendikalı kurumsal mağazaya sahip olan Starbucks Workers United'ın yaklaşık elli üyesi konferanstaydı (sendika sayısı neredeyse her gün artıyor). Bu işçilerin çoğu, sendikalı mağazalardaki işçilerin sendikalaşmaya hazırlananlara kendi deneyimlerini aktardığı oturumlar sırasında yalnızca Zoom üzerinden birbirleriyle tanışmışlardı: Bu durum, Starbucks'ın saldırgan sendika avı kampanyasına direnmek için gerekli dayanışmayı oluşturmak için bu Chicago toplantısını hayati kıldı.

Amazon çalışanları da Labor Notes'daydı: Deneyimlerini paylaşmak ve -örgütler arasında gerçekten farklılıklar olan- stratejileri tartışmak için konferansta saatler geçirdiler. Katılımcılar arasında ALU ile sendikalaşan JFK8 çalışanları; Perakende, Toptan Satış, Büyük Mağazalar Sendikası (RWDSU) ile organize olan Bessemer sipariş karşılama merkezi BHM1, pek çoğunun bir tür azınlık sendikacılığı yapan işyeri örgütçü ağı Amazonians United'ın üyeleri olduğu Amazon'un dağıtım istasyonlarındaki işçiler ve Garner, Kuzey Carolina'da "Carolinalı Amazonlar Dayanışma ve Güçlenmek için Bir Arada" (CAUSE) isimli bir örgütlenme seferberliğine başlayan RDU1 sipariş karşılama merkezindeki işçiler de vardı.

Henüz halka açık örgütlenme seferberliği başlatmamış diğer Amazon işçileri de Kanada, Almanya ve Polonya'dan Amazon işçileri gibi konferanstaydı; Polonya'dan gelen heyette deposunda bir iş arkadaşının ölümüyle ilgili endişelerini dile getirdikten sonra Amazon'un geçen yıl işten çıkardığı Magda Malinowska da vardı.

Amazon'u örgütleme uğraşının ayrılmaz bir parçası da önümüzdeki yaz Birleşik Paket Hizmeti (UPS) ile olan sözleşmenin sona ermesi. Yaklaşık 340 bin Teamster'ı da kapsaması, bu sözleşmeyi ülkedeki en büyük özel sektör sözleşmesi kılıyor. Yeni seçilen uluslararası Teamsters Başkanı Sean O'Brien, eski Başkan James P. Hoffa rejiminin 2018'deki müzakereleri ele alış şekli nedeniyle yönetimden ayrılmıştı. O'Brien, Hoffa tarafından UPS'te demokratik olmayan bir şekilde zorla verdirilen tavizlerin geri alınmasını talep eden bir platformda başkanlığa adaylığını koymuş ve gerekli olursa sürücülerin greve gitmeleri için öncülük edeceğinin sözünü vermişti.

Böyle bir grev gerçekleşecek olsa -ki bu hafta sonu yapılan hararetli ve coşkulu sohbetler bunun gerçekleşme ihtimalinin olduğunu gösteriyor- 1997'de UPS'de gerçekleşen son grevden bu yana ülkedeki en büyük grev olurdu.

O'Brien bu seneki Labor Notes'da konuşmacı olarak yer aldı: Labor Notes'un 1.2 milyon üyeye sahip sendikayı demokratikleştirmek için uzun süredir devam eden bir reform uğraşı olan Demoktratik Bir Sendika için Teamsterlar (TDU) ile olan bağları göz önüne alındığında bu, kayda değer bir gelişme. TDU, O'Brien'ın yönetimi ile bir ittifaka girişerek UPS sözleşme kampanyasını başlatmaya hazırlanan sendika ile birlikte çalışmaya devam ediyor. Bernie Sanders, ALU'den Smalls, CTU Başkanı Stacy Davis Gates ve -sendikalaşan ilk kişi olan Buffalo, New York'taki Elmwood mağazasından Starbucks çalışanı- Michelle Eisen ile birlikte aynı oturumda konuşan O'Brien, UPS'teki grev konusunun özellikle üzerinde durdu.

O'Brien cuma akşamı gerçekleştirilen oturumda, "Olması gereken buysa o şirketi dize getireceğiz" dedi ve konuşmasına şöyle devam etti: "Cesur olacağız. Bazı şeyleri feda etmeliyiz -bazı fedakarlıklar da olacak- ve biraz yaratıcı biraz da güçlü olmalıyız. Kurumsal Amerika'nın ve politikacılar gibi insanların biraz acı çekmesi gerekiyor."

O'Brien'ın retoriği, konuşması sırasında Labor Notes kalabalığını birkaç kez ayağa kaldırdı. Ardından senatör Bernie Sanders sahneye çıktı. Salonda haykırışlar yükseliyor ve "Koş, Bernie, koş" tezahüratları yankılanıyordu.

Sanders'ın konferansta boy göstermesi önemliydi çünkü Sanders'ın 1993 konferansında konuşmasına rağmen konferansta nadiren resmi olarak seçilmiş yetkililer yer alıyordu. Bunun yerine toplumu dönüştürmenin yolu olarak aşağıdan yukarıya, sıradan işçilerin örgütlenmesi vurgulanıyordu. Ayrıca yeni sendika seferberliklerinin önde gelen örgütçülerinden bazıları, kendileri için Sanders'ın 2020 başkanlık yarışını kritik bir politizasyon anı olarak görüyor: Bu kişiler, Sanders'ın kampanyası sona erdiğinde enerjilerini işyerlerini örgütlemeye yöneltti.

EMEK NASIL ÖRGÜTLENİR?
Amazon nasıl örgütlenebilir? Daha düşük ücretli sürücü kademesinin ortadan kaldırıldığı bir UPS sözleşmesi nasıl elde edilir? Sadece Teamsterlar içerisinde değil, Demokrasi için Bütün İşçiler Birleşin (UAWD) hareketinin geçen yıl "bir üye bir oy" reformunu gerçekleştirdiği Birleşik Otomobil İşçileri (UAW) içerisinde de reform çabaları nasıl geliştirilebilir? Uluslararası Kıyı ve Depo Sendikası (ILWU) üyeleri ve demiryolu işçileri, nakliye işçileri olarak Teamsterlar ve Amazon çalışanlarıyla birlikte nasıl örgütlenebilir ve halihazırda işyerlerini etkileyen iklim değişikliği etrafında siyasi bir program yürütmek için ne gerekir?

Peki ya öğretmenlerin son grev dalgasıyla birlikte örgütlenmeye çalıştığı ancak pandemiyle birlikte eğitimin yeni bir şekil almaya başladığı kamu sektörü? Sadece Starbucks'ta değil, restoranlarda ve teslimat işçileri (New York'un uygulama tabanlı teslimat işçilerinin bir organizasyonu olan Los Deliveristas Unidos da Chicago'daki konferanstaydı) arasında da düşük ücretli hizmet sektörü çalışanları devleşme, sınırsız büyüme (gigification) ile nasıl mücadele ediyor ve hala büyük ölçüde örgütlenemez görülen işyerlerini nasıl örgütlüyor?

Bu soru yelpazesi, her sektörden işçilerin eldeki güncel sorun ve görevlere odaklandığı Labor Notes'u, tek bir konferanstan çok iç içe geçen bir dizi konferans haline getiriyor. Bu sorulardan bazıları geniş kapsamlı: Yükseköğretim işçileri, kurumların mümkün olduğunca çok yarı zamanlı/misafir öğretim üyesi çalıştırmasını (adjunctification) önlemek için ne yapabilir? Diğerlerinin kapsamı ise daha dar: Bu konferanstan ayrıldıktan sonra bu birlikteki her yerelin lideri birbirleriyle bağlantılarını nasıl sürdürecek? İçinde bulunduğumuz sözleşmede daha yüksek ücret kademesinde bulunan iş arkadaşıma, düşük ücret kademesinin kaldırılması için greve gitmemiz gerektiği nasıl anlatılır? Bu soruların hepsi çok önemli.

İşçileri Labor Notes'a getirmek büyük bir uğraş: Bunun için büyük bir zaman ayrılmalı ve kaynaklar doğru bir şekilde kullanılmalı. Dolayısıyla konferans, işyeri örgütlenmesi ve sendika demokrasisi ile ilgili pratik beceri ve bilgi atölyelerine daha fazla önem veriyor ancak harekete yeni dahil olan işçileri mücadelenin geçmişi hakkında eğitmenin önemi göz önüne alındığında, tarihe daha fazla eğilen paneller de programa koymak faydalı bir ekleme olabilirdi.

Bu ayrıntıların ötesinde konferans, işçilerin ülke genelinde ve dünyadaki meslektaşlarıyla bağlantı kurmaları sayesinde; kırılmış, zayıflamış ve hala sürekli saldırı altında olan bir emek hareketine hayat veren sıkı çalışmaya kendilerini adamaya devam etmek için işçilerin güç bulabilecekleri bir fiziksel alan olma rolüne sahip.

Böyle bir örgütlenme seferberliğinin gerektirdiği dayanışmayı inşa etmek için aynı yerde vakit geçirmenin yerini hiçbir şey tutamaz ve bu fırsatı, bu kadar büyük bir ölçekte sağlayacak Labor Notes dışında bir yer yok.

'BUNU YAPACAK OLANLAR ÇALIŞANLAR DEĞİL'
Cumartesi akşamı Hyatt'ın konferans salonlarından birinde, Amerika'nın Demokratik Sosyalistleri (DSA) ve Amerika Birleşik Elektrik, Radyo ve Makine İşçileri Sendikasının (UE) ortak projesi olan Acil Durum İşyeri Organizasyon Komitesi (EWOC) bir bağış toplama etkinliği düzenledi. Pandemi sırasında oluşturulan proje, işçilerin yönetim tarafından dayatılan yıldırmalara direnmeleri için gereken erken evre örgütlenmelerini oluşturmalarına yardımcı olan gerçek bir güce dönüşüyor; geçtiğimiz yıl Ulusal Çalışma İlişkileri Kurulu (NLRB) seçimlerini kazanan yeni sendika kampanyalarının bazılarında şimdiden EWOC'un rolü bulunuyor.

Bağış etkinliğinde, UE örgüt direktörü Mark Meinster konferansı şekillendiren bağlamı konuşmasıyla özetledi.

"İçinde bulunduğumuz bu anı, ülkede emeğin yükselişine nasıl dönüştürebiliriz?" diye sorarak devam etti: "Bunu yapacak olanlar çalışanlar değil; zaten bunu yapabilecek yeterince ücretli çalışan yok. Bunu yapanlar; militan sendikacılığı görmek isteyen, gerçek işçi örgütlenmesini görmek isteyen, işyerlerinde direnen işçileri görmek isteyen solcu, politik, adanmış insanlar olacak."

Meinster'ın sorusu -anlık bir yükselişin sendikalaşmadaki bir yükselişe nasıl çevrileceği, gerici sendikaların işçi sınıfı iktidarı için savaşan güçlere nasıl dönüştürüleceği, dünyanın nasıl değiştirileceği- haftasonu boyunca katılımcıların aklında yer etti. Alınan risk hiç olmadığından yüksek ancak çoğunun zaferden fazla yenilgi gördüğü katılımcılar arasındaki itidal, bu hedeflere ulaşılacaksa bu yılki konferansın o hikayenin bir parçası olacağını gösteriyor.

Pazar günü Hyatt'tan ayrılırken, ALU'nun organizasyon komitesinin birkaç üyesini güneşin altında otururken gördüm. Çoğu o akşam New York'a dönüyordu ama yakında başka bir eyalete gidebileceklerini söylediler. Aralarından biri, bir Amazon deposunun daha örgütlenme yolunda ilerlemeye hazırlandığını ve işçilerinden birinin ALU'nun desteğini aramak için konferansa geldiğini anlattı ve ekledi: "Onlar hazır."

1) Teamster: ABD ve Kanada'da bir taşımacılar sendikası olan Teamster İşçi Sendikası'nda (International Brotherhood of Teamsters) bulunan kişilere verilen isim.
2) Labor Notes: Emek Notları

*Jacobin'de yayınlanan Alex N. Press'in kaleme aldığı yazı Deniz Karadağ tarafından ETHA için çevrilmiştir. Yazının aslına buradan ulaşabilirsiniz.